Geleceğimiz – Güzel Günler İçin Çalışmak

Ülkemiz ve dünyada yaşanmasını beklediğimiz birçok durumu, olayı geleceğimiz serisinde birkaç haftadır devam ettiriyoruz. Bu içeriklerin sonuna gelerek bu hafta itibariyle de geleceğimizi güzelleştirmek adına yapılması gerektiğini düşündüğümüz birkaç konuya değineceğiz. Umarım sizler için faydalı içerikler olur. Konu geleceği güzelleştirmek olduğunda elbette bireysel olarak yapılan ufak adımlar büyük etki yaratmayacaktır. Ancak birçok felaket nasıl toplu halde yapılan hatalar sonucu oluşuyorsa, güzel şeylerde toplu şekilde yapıldığında etkili sonuçları ortaya çıkarabilir. Güzel bir gelecek için üzerimize düşen nedir, ne yapmalıyız?

Süreklilik ve Çalışkanlık

Photo by Adil Alimbetov on Pexels.com

Öncelikle bir ülkenin vatandaşıysanız eğer, bu ülke sınırları içerisinde vatandaşlık görevleriniz yalnızca vergilerinizi ödemek ve oy vermek değildir. Ülkenizi ve dünyayı güzelleştirebilmek önce sizin atacağınız adımlardan başlar. Özellikle de ekonomik sıkıntıların çekildiği şu zorlu günlerde sıkı çalışmak ve gelecekte fayda sağlayacak işlerde bulunmak güzel bir gelecek için sizin bireysel sorumluluğunuzdur. Günümüz şartlarında en büyük sorunlardan biri olan işsizlik ve düşük gelir her ne kadar sizden kaynaklanan bir sorun olmasa da kendi fırsatınızı yaratmak adına adımlar atmalısınız. Sürekli çalışmak ve çalıştığınız alanda değer yaratmak gerekir.

Buna örnek verecek olursak birçok yazarı, bilim insanını göstermek mümkündür. Nobel kimya ödülü alan Aziz Sancar başarısının arkasında günde 12 saat çalışıyor olmasını gösteriyor. Başarılı olmayı yalnızca kendi istekleriniz ve hedefleriniz için değil etkili bir vatandaş olmak için de istemelisiniz. Üstelik bunun için bulunduğunuz konumun hiçbir önemi yoktur. İsterseniz bir çiftçi olun, isterseniz bir doktor ister mühendis olun ister fabrika işçisi… mesele asla statünüz değildir. Önemli olan her ne iş yapıyor olursanız olun, o işi en iyi şekilde yapıyor olmaktır.

Dayanışmanın Ülkemize Etkisi

Photo by Dio Hasbi Saniskoro on Pexels.com

Doğduğumuz andan itibaren hayat tarzımız belli sınırlarla çizilmiştir. Doğduğumuz ülke bize dilimizi, dinimizi ve ırkımızın ne olduğunu gösterir. Hiç kimse doğduğunda bunları seçme şansına sahip değildir. Elbette gelecekte ülkenizi terk etmek sizin tercihinizdir. Ancak yaşadığınız ülkede sizinle aynı kandan, aynı düşünce biçiminden olan insanlarla dayanışma içinde olmak emin olun yalnız yaşayacağınız bir ülkede olmaktan çok daha iyi hissettirecektir.

Özellikle de uzun yıllar eğitim alan gençlerin son dönemde çeşitli sebeplerden değer göremedikleri, hak ettikleri yerlere ulaşamadıkları ya da emeklerinin karşılıklarını dolaylı sebeplerden alamadıklarını görmek mümkün. Ancak bu tip sorunlarla baş etmenin en iyi yolu bu konuda sorun yaşayan insanların dayanışma içerisinde ortak bir çaba ile çözüm aramalarıdır. Aksi halde ülkemizde gelecekte büyük bir eğitim göçüne tanık olmaya devam edecek. Günümüzde dahi artan doktor göçleriyle beraber birçok hastanede bölümler kapatılmaya başlandı. Bu durum farklı kişi ve olayların etkisiyle olsa da kişinin kendi ülkesini terk etmesi düzelmesi mümkün olan bir ülke için büyük bir kayıp olarak görülmelidir.

Bağımlılıklardan Kurtulmak

Photo by Pixabay on Pexels.com

Ülkemizde son birkaç yılda ortaya çıkmış olan oldukça büyük farklı bir sorunda artan dışa bağımlılık. Güzel bir gelecek için hem ülkemizde hem de dünyada güzel bir geleceğin olabilmesi için yapılması gerekenlerden biri aşırı tüketim bağımlılığının terk edilmesidir. Bu konuyla ilgili yazmış olduğumuz tüketim bağımlılığı yazısına da göz atabilirsiniz. Kişinin emeklerini anlamsız ürünler ve gereklilik taşımayan yalnızca marka unsuru taşıyan ürünler üzerinden harcaması büyük bir kayıptır.

Üretim odaklı yaşam tarzı her anlamda ihtiyacımız olan temel unsurdur. Tükettiğimiz gıdaları üretebilmek, bunu yerli üreticilerimiz ve vatandaşlarımızın yapabilmesini sağlamak. Gelişen teknolojiyi kendi ülke sınırlarımız içerisindeki uzmanlar ve araştırmacılar tarafından sağlayabilmek. Tıbbi ihtiyaçlar, ilaçlar ve diğer tüm kimyasal ürünlerin kendi ülkemizdeki bilim insanlarınca sağlayabilmek bizi artan dışa bağımlılıktan ve marka takıntılarından kurtaracaktır.

En iyi seçeneğiniz adını duyurmuş olan markalar olmak zorunda değildir. Yerli üretim ve kaliteli ürün odaklı olmak gelecekte hem alım gücümüzü hem de dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırabilir. Bunun ülkemize ve dünyaya karşı olumlu etkilerini görmek mümkündür. Bu durum her ülke için geçerli olduğunda aslında küresel ortaklıkların kurulabilmesi, her ülkenin kendi içinde yeterliliğe ulaşarak denge sağlayabilmesi mümkün hale gelecektir. Tüm dünyanın bu tip bir kararla hareket etmenin ne kadar fazla sorunun çözülebileceğini düşünebiliyor musunuz? Umarım düşüncelerimiz sizler için etkili olabilmiştir. Sizlerde konuyla ilgili düşüncelerinizi yorum olarak belirtebilirsiniz…

Geleceğimiz serisinin diğer yazıları:

Geleceğimiz – Artan Dünya Nüfusu

Geleceğimiz – Ekonomi ve İşsizlik

Geleceğimiz – Hastalıklar

Geleceğimiz – Kıtlık Riski

Geleceğimiz – Kaynakların Tükenmesi

Yorum bırakın