Geleceğimiz – Artan Dünya Nüfusu

Gündem yazılarımıza bu haftadan itibaren geleceğimiz şeklinde bir seri başlatmaya karar vermiş bulunmaktayım. Bu seride bahsedeceğimiz tüm konular dünya genelinde var olan genel sorunların, gelecekte oluşturabilecek büyük krizler hakkındaki düşüncelerimi paylaşacağım. Son dönemde artan dünya nüfusu bu hafta gündeme getireceğimiz ilk konu olacak. Peki, dünya nüfusunun artması neden büyük bir sorun, nüfus artışındaki dengesizliğin sebebi nedir, popülasyon artmaya devam ederse bizi neler bekliyor…

Taşan Kalabalıklar ve Şehirleşme

Photo by Vlad Alexandru Popa on Pexels.com

Dünya yüzyıllardır insanların evidir. Burada milyarlarca insan yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir. Özellikle de günümüz dünya nüfusu göz önüne alındığında neredeyse 8 Milyar insan dünya üzerinde yaşamaktadır. Peki, dünya hep bu kadar kalabalık mıydı? Genel araştırmalar ve ölçümler incelendiğinde 17. Yüzyılda dünya nüfusu yalnızca 600 milyon civarı, 18. Yüzyılda 1 Milyar ve 20. Yüzyılın başlarında 2 Milyar kadardı. 20. Yüzyıldan günümüze gelişen dünyada hızla nüfus artışının meydana gelmesiyle dünya kalabalık bir yer haline geldi.

Dünya nüfusunun artışında başlıca etken elbette yaşam şartlarındaki olağanüstü değişimlerdir. Geçmişte insanlar çeşitli hastalıklar, savaşlar ve yaşam zorlukları nedeniyle daha kısa süre yaşıyordu. Ayrıca o dönemlere göre günümüzde artan teknolojik gelişmeler, hayat kolaylaştıran yaşam şartları nedeniyle dünya üzerinde yaşam çok daha rahat bir hal aldı. Bu durumda dolaylı olarak dünya nüfusunun artışını meydana getirdi.

Tarihin tozlu sayfalarına bakıldığında bugün dünyada yaygın olan şehirleşme ve metropol yaşamı 21. Yüzyıldan önce hiç olmamıştı. Elbette şehirleşme son 200 yıldır var ancak o dönemlerde insanlar çoğunlukla kasabalarda ve köylerde ikamet etmekteydi. Üstelik o dönemlere bakıldığında nüfusun az oluşu dünya kaynaklarının da yeterliliğini sağlıyordu.

Kaynak Yetersizliği ve Gıda Stokları

Photo by Irina Iriser on Pexels.com

Günümüzde kaynaklarımızın hızla tükenmekte olduğu biliniyor. Yapılan geniş çaplı son araştırmalarda dünya üzerinde nüfusun bu şekilde artmaya devam etmesi halinde bir süre sonra başta gıda ürünleri olmak üzere temel tüm kaynakların yetersiz kalmaya başlanacağı tahmin ediliyor. Dün yapılan açıklama doğrultusunda dünya genelinde büyük bir buğday krizinin kısa süre içerisinde yaşanması bile gündemde. Hal böyle olunca artan nüfusu dengeleyecek yeterlilikte üretimde şart.

Ancak metropol yaşamına uyum sağlayan toplumlar eski geleneklerde bugüne gelmiş olan tarım sektöründen hızla uzaklaşıyor. Bu durumda gıda ve kaynak yetersizliğini temel sebebi haline geliyor. Ayrıca tarihin hiçbir döneminde dünyadaki fosil yakıtlar, yeraltı kaynakları ve diğer tabi kaynaklar bugünün standartlarında kullanıldığı kadar kullanılmamıştır. Öyle ki yakıt tüketimi teknolojik araçların hızlı gelişimi ile gelecek bir yüzyılda tamamen sona erebilme tehlikesini de gösteriyor.

Karmaşadan Meydana Gelen Zorluklar

Photo by Marcelo Renda on Pexels.com

Toplumların karmaşa içerisinde dengesiz bir büyüme göstermesi durumu gelecekte yeni sorunlara da neden olacak. Örneğin kaynak bakımından zengin kalmış ülkeler, tabi kaynaklarını tüketen ülkelerce büyük oranda göç dalgasından etkilenebilecek. Bu durum birçok siyasi tartışmalara, hatta savaşlara dahi sebep olabilecek. Bu sebeple artan dünya nüfusu konusunda hızlı bir düzenleme yapmak ve bu durumla ilgili ciddi tedbirler almakta fayda vardır.

Artan Dünya Nüfusunun Olası Çözümleri

Geleceğimiz için bir tehdit haline gelen artan dünya nüfusu için olası çözümler ise elbette bulunmaktadır. 1960 – 1970 yılları itibariyle gündeme gelen aile planlaması bunun başında gelmektedir. Dünya üzerinde en kalabalık ülkelerden biri haline gelmiş olan Çin bunun için iyi bir örnek teşkil etmektedir.

Çin Nüfus Kontrol Modeli

Photo by Kulbir on Pexels.com

Bilindiği üzere dünya üzerindeki en kalabalık ülke Çin’dir. Güncel rakamlar ile yaklaşık 1.5 Milyar insan Çin’de yaşamaktadır. Bu artış bir dönem artan sanayi devriminde toplumu daha fazla iş gücüne katarak ülke ekonomisini kalkındırmak adına yapılan bir plan doğrultusunda ilerletilirken, ülkede yetersiz gelebilecek kaynak riskleri ve toplum içerisinde oluşabilecek karmaşaya karşı hükümet tek çocuk politikasına geçmiştir. Bu politika doğrultusunda nüfus artışını dengelemek adına bir ailede yalnızca tek çocuğun doğumuna izin verilmekteydi. Bu sayede ülke genelinde nüfus artışı belli bir oranda dengelenmiş oldu.

Şehir Boşaltma Modellemesi

Bu modellemenin aslında resmi olarak hiçbir yerde geçtiği söylenemez. Öngörü üzerine bu modeli Türkiye üzerinden ilerletmek istiyorum. Bilindiği üzere ülkemizde 80 Milyona yakın bir nüfus bulunmaktadır. Bu nüfusun ortalama 25 – 30 milyon kadarı İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesinde ikamet etmektedir. Bu tip metropol bazlı kalabalıklaşmalar daha da yüksek nüfus artışına neden olurken, şehirleşmeyi de daha çarpık bir hale getirmektedir. Şehir boşaltma politikası ile kalabalıklaşan metropol ve büyükşehirlerdeki vatandaşlar diğer şehirlere yerleştirilerek coğrafi bir nüfus dengesi sağlanabilir.

Tasarruf ve Üretim Modeli

Photo by Math on Pexels.com

Dünya nüfusunu dengede tutmak adına çalışmalar yapılırken bir yandan da bu durumla ilgili ek olarak uygulanabilecek bir diğer modelleme kesinlikle kaynak tasarrufu ve üretim dengesi oluşturmaktır. Dünya üzerinde açlık oranları oldukça yüksektir. Öyle ki her yıl milyonlarca insan bugün bile açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu durum çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde görülürken, gelişmiş ülkelerde ise müthiş bir kaynak ve gıda israfı yaşanmaktadır. Bunu düzeltmek adına gıda, yeraltı kaynakları ve diğer tüm tabi kaynaklarda tasarrufa gitmek gerekmektedir.

Ayrıca gıda üretimini doğal yollarla arttırmak da gelecekte oluşacak olan nüfus artışı ve kıtlık riskini ortadan kaldıracaktır. Tarım sürekli olarak devam etmesi gereken temel bir insanı şarttır. Bu sebeple gelecekte toprakların verimli kalabilmesi için zirai ilaçlardan uzaklaşmak ve olabildiğince doğal, organik tarım yöntemlerini tercih etmek gerekmektedir. Aynı şekilde beslenerek yetiştirilen hayvanlarında hiçbir kimyasal etki olamadan doğal bir şekilde yetiştirilmesi gelecek nesiller ve toplumları için büyük önem teşkil etmektedir. Bu haftaki gündem konumuzda artan dünya nüfusundan ve etkilerinden bahsettik. Umarım yazımız ilginizi çekmiştir.

Geleceğimiz – Artan Dünya Nüfusu” üzerine 4 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s