Bugün sizlerle antik çağlardaki bilim adamlarından günümüzde yaşayan bilim insanlarının canlı yaşamını anlama yoluyla çözüme kavuşturmaya çalıştığı bir konuya sahipliği yapacağız. Herkesin ismine aşina olduğu evrimin ne olduğunu ve nasıl işlediğini açıklamaya çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz.
Evrim nedir?
Geçmiş çağlardan bu yana süregelen canlı yaşamının evrimi hakkında gün geçtikçe farklı teoriler ve kuramlar gelişiyor. Şu anda kabul görmüş olan evrim tanımı tür veya popülasyon içi gen ve niteliklerin nesiller boyunca değişmesidir. Bu tanım evrimin şu ana kadar yapılmış en açıklayıcı özelliğidir. Geçmişe gidecek olursak evrim, evrenimizin başladığı zamana kadar dayanabilmektedir. Büyük patlamadan hemen sonra etrafa saçılan toz ve kül parçaları kütleçekim yasasını baz alarak ilk yıldızı oluşturmuştur. Yıldız kendi yaşamını doldurduğu zaman yaşadığı içe çökme olayı esnasında patlayarak etrafa gaz ve toz bulutu saçmıştır. Bu durum başka güneşlerin, gezegenlerin ve uyduların oluşmasını sağlamış ve içerisinde bir önceki yıldızdan kalma atomaltı parçacıklar ve moleküller bulundurmasına olanak tanımıştır. Oluşan yıldızlar ve gezegenler güneş sisteminin birer parçasıdır. Kendi güneş sistemimizi baz aldığımızda güneşimiz 4,6 milyar yıl önce oluşmuştur. Hemen sonrasında dünyamız oluşmaya başlamıştır. Gezegenimizin yapısında bulunan manto tektonik hareketleri ve canlılığı oluşturmuştur. Manto yeryüzünün üst bölgelerinde soğuyarak gezegen üzerinde bir değişim oluşturmuş ve canlı yaşamına uygun olabilecek yaşam alanlarını yaratmıştır. Canlı yaşamını destekleyen bu yerler bir türün oluşmasını sağlamış ve doğal seçilim yoluyla canlıların neslini çeşitlendirmiştir.
Yukarıda açıkladığımız değişim süreci bir evrimdir. Özetleyecek olursak atom altı parçacıklar fizik ve kimyayı, fizik ve kimya jeolojiyi, jeoloji biyokimyayı, biyokimya biyolojiyi ve son olarak biyoloji psikoloji, sosyoloji ve kültürü yaratmıştır. Evrimde her zaman bir önceki neslin niteliklerinin bir sonraki nesle aktarımının söz konusu olduğunu unutmamamız lazımdır. Günümüzde en çok yapılan hata evrimi sonuçlarıyla tanımlama yapmamızdır. Örneğin maymundan insana evrimleştik dediğimizde yanlış bir açıklama yapmış oluruz. Burada aniden bir değişim veya evrim söz konusudur. Oysaki evrim binlerce ve hatta yüzbinlerce yıl süren bir değişime denmektedir. Öyle ki kuyruksuz maymunlar etraflarında bulunan parçalarla alet yapmış ve avlanmayı öğrenmiştir. Bu öğrenme sonrasında beyinlerinde olan değişim ve gelişim biraz daha farklı düşünebilmelerine yol açmıştır. Her zaman avlanma yerine kendi yiyeceklerini üretme yolunu bularak daha da gelişen bu tür nesiller boyunca değişerek günümüze ulaşmıştır. Buradan anlayacağınız üzere nesillerce bir değişim süreci yaşandığından ani bir değişim yoktur ve evrim yanlış bilinmektedir. (Bu örnek sadece anlamayı kolaylaştırmak amacıyla verilmiştir.) Bizler evrimi sonuçlarına bakarak ne olduğunu anlayabiliriz. Örneğin bir tür yaşadığı çevre dolayısıyla kendi DNA’sında değişiklik oluşturur. Bu DNA bir sonraki neslin hayatta kalmasını sağlayacak düzeyde ise neslini devam ettirebilir. En iyi örnek olarak ayıları verebiliriz. Her canlı bir ortak atadan geldiğini biliyoruz. Ayıların neslinde biraz geçmişe gittiğimizde tek tip ayı olduğunu söyleyebiliriz. Eğer neslin en başındaki ayı kutuplara yakın yerde yani soğuk bölgede ise bir sonraki neslinin devam etmesi için var olan DNA’sında kalın kürk oluşturabilecek genom özelliklerini eklemesi durumunda devam niteliğinde olan neslin daha soğuk ortam koşullarına uyum sağlaması gözlenebilmektedir.

Kusursuz olmayan gen aktarımı doğal seçilimin işlemesine olanak taşımaktadır. Canlılar üreyerek ve kendi DNA’larını diğer nesillere aktararak (tam anlamıyla kusursuz olmayacak ölçüde) doğal seçilimle çeşitlilik oluşturur. Çeşitlilik sonrasında eğer her doğum sonrasında bütün canlılar hayatta kalmayı başarsaydı doğal seçilim söz konusu bile olamazdı. Doğal seçilim çevre şartlarına en iyi uyum sağlayabilen ama tamamıyla kusursuz olmayan canlıların yaşamını devam ettirmesi, çevreye uyum sağlayamayan canlıların ise türünün kendileriyle beraber yok olmasıdır. Evrim kusursuzluğu aramaz. İyi olanların hayatta kalmasını adapte olamayanların ise ölmelerine imkân sağlar. Sonuç olarak evrim, bir sistemin tamamının veya türün aşamalı ve çevreye bağlı olarak nesiller boyunca değişmesidir.