
Bugünkü konumuz dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun üzerinde yaşadığı, ekonomik devrimlerle beraber değişen dünya sistemleriyle beraber tanımları sürekli değişim gösteren ve yerleşim birimlerinin en büyüğü olan şehirleri inceleyeceğiz.
Bir yerleşim biriminin şehir olabilmesi için nüfusunun TÜİK’E göre 20 bin olması şartı vardır. Nüfus şartı Kore için 40 bin, ABD için 2 bin 500 olarak belirlenmiştir. Birleşmiş milletlerin yayınladığı şehirleşme ve kırsal nüfus artışına bakarsak kırsal nüfus azalmaktadır.
Dünyada Kaç Şehir Bulunmaktadır
Dünya üzerinde 208 ülke ve 2.469.501 şehir bulunmaktadır. Bu şehir sayısını ilk gördüğümde inanamamıştım ancak doğruymuş.
Şehrin Tanımı
Louis Wirth’e göre şehir, toplumsal olarak benzerlik göstermeyen bireylerin oluşturduğu, göreceli olarak geniş, nüfusu yoğun ve mekânda sürekliliği olan yerleşim olarak tanımlamaktadır. Adam Smith ise şehir tanımı yaparken zanaat fonksiyonlarını ön planda tutmuştur. Karl Marx’a göre şehir, sınıflaşma savaşının mekânı ve kapitalizmin ortaya çıkarmış olduğu bir çevredir.
Girişte de bahsettiğim gibi değişen dünya sistemleri, her seferinde şehir tanımlarını da değiştirmiştir. Genel olarak şehir tanımları ekonomik gelişmişliği, sosyal yaşamı ve hukuki sistemleri içinde barındıracak bir şekilde açıklanmıştır. Günümüz şehir tanımlarındaki ana noktalar şu şekildedir;
- Şehir olabilmek için üretim grafiğinin büyük çoğunluğu hizmet ve sanayi üretimleri olması.
- Fiziksel altyapı (yol, su, elektrik, kanalizasyon, peyzaj, çevre, ulaşım) belli bir düzeyin üzerinde olması.
- Aile yapısı geleneksel olmaktan çıkıp çekirdek aile yapısına geçilmesi.
- Eğitim düzeyi ve eğitim veren kurumların artışı.
- Kurallar, bölgenin kendine has normları yerine resmî kurumlar tarafından belirlemesi.
- En önemlisi nüfusun büyüklüğü.
Tarihsel Dönemlere Göre Şehirler
Antik Dönem

Tarihte kentleşme M.Ö. 6000 yıllarında Mezopotamya ve Mısır’da, M.Ö. 4000 yıllarda Çin’de, Hindistan İndus Vadisinde ve Akdeniz’de bir ada olan Girit’te görülmüştür. Nüfus olarak normal olarak bugünkü şehirler kadar olmasalar da zamanı için yoğun nüfuslu yerlerdi. Antik kentler su yolları ve belirli ticaret yolları üzerinde güç sağlayabilecek noktalara özellikle kurulmuştur. Pazaryeri oluşumlarının bulunması şehirlerin oluşumunu etkilemiştir.
Orta Çağ

Orta Çağ’da Avrupa şehirlerini 11. Ve 15. Yüzyıllarında azalan savaşlar ve istilalardan sonra artan nüfus, kendi içinde tüccar sınıfını ortaya çıkarmıştır. Daha sonraları merkezi kalelerin etrafına çekilen surlar, kentsel yapıyı ortaya çıkardı ve yine kendi içinde oluşan burjuvazi ile birlikte ekonomik olarak kuvvetlenmiştir.
Dönemin en büyük devleti olan Roma İmparatorluğu üzerinden bakacak olursak; 4. Yüzyıldan itibaren gücünü iyiden iyiye yitiren İmparatorluk bölgesel yöneticilerin yönetim becerileriyle, azalan şehir nüfuslarıyla ve şehirler arası yol ağları zayıflamıştır. Orta çağ yerleşimlerini detaylı incelediğimiz Feodalite Nedir isimli yazımıza göz atabilirsiniz.
Sanayi Devrimi

Sanayi Devrimi, günümüz şehir tanımındaki “sanayi üretiminin fazla olması” gibi bir kriteri ortaya çıkarmıştır. İnsani şartların (gıda üretimleri, hijyen koşulları, barınma koşulları) iyileşmesi, sanayi üretimleri için iş gücüne ihtiyaç duyulması, ticaretin gelişmesi gibi faktörlerle birlikte şehirleşme hız kazandı ve şehir nüfuslarında patlama yaşandı.
Sanayi devrimiyle gelişen şehirlerin en büyük problemi olarak çarpık yapılaşma denilebilir. Antik şehirlerde bulunan yerleşim planları gibi “planlı” bir yerleşim bulunmayan sanayi kentlerinde kötü koşullarda yaşayan işçi kesimi gettoları oluşturmuştur.
Günümüz Şehir Yapısına Geçiş

20. yy. sonlarına doğru küreselleşmenin hızlanması ve ekonomik sistemlerin gelişimiyle birlikte şehirlerde değişimler başladı. Fark ettiyseniz yine ekonomik sistem değişiminden meydana gelen bir gelişimden bahsediyoruz. Hizmet ve üretim sektörlerinin gelişimini gören yatırımcılar, bu alanları değerlendirme yoluna koyulmuştur. Tema parklar (Disneyland, Universal Studios), alışveriş merkezleri kurulup, tarihi mekanların restorasyonu yapılarak kapitalize edilmiş, altyapı ve üstyapı çalışmaları geliştirilmiş ve şehirlerin yaşanabilir hale getirilmesi sağlanmıştır.
Bugün birlikte şehrin tanımını yaptık, Ekonomi ve sosyoloji alanındaki tanınmış kişilerin tanımlarına yer verdik, dünyadaki şehirlerin sayılarını ve bazı örneklerle şehir olabilmek için gerekli nüfusu gördük, kent yapılarının değişimini tarihsel olarak dönemlere ayırdık ve ekonomik sistemlerin şehirleşmenin üzerindeki etkisini gördük. Bir başka yazımızda da “Akıllı Şehir” tanımını inceleyeceğiz.