FEODALİTE NEDİR

Feodalizmin Tanımı

Feodalizm için başlıca tanımda bulunmak gerekirse Orta Çağ sosyal, ekonomik ve siyasal düzeni olarak adlandırılır. M.S. 476-1453 tarihleri arasında fazlasıyla etkili bir düzen olmasına karşın Sanayi Devrimi’nin getirmiş olduğu üretim toplumu sistemiyle yok olmuştur.

Feodalizm kelime anlamı olarak bizim tarihimizde gördüğümüz tımar sisteminin benzeridir. Feodalizmde toprak üzerindeki egemenlik bölünmüş halde olduğunu görmekteyiz. Gördüğümüz bu bölünmüşlük Orta Çağın en büyük devleti olan Roma İmparatorluğunda meydana gelmiştir. 7.yy’da Kavimler Göçü ile gelen ve barbar olarak adlandırılan kavimlerin Roma ve Avrupa topraklarında yarattığı iç huzursuzluk üzerine Akdeniz’den gelen İslam akınlarıyla iyice sıkıntıya düşen merkezi otorite gücünü iyiden iyiye yitirmiş ve Roma toprakları üzerinde feodalizm iyiden iyiye güçlenmiştir.  

Feodalizm Sistemi Nasıl Çalışır?

Feodalizm toprak ve tarım etkinliklerine bağlı olarak işleyen otoarşik (kendi kendine yeten) bir sistemdir. Feodal beyin (toprak ağası gibi) koruduğu köleler tarafından toprak işlenir ve işlenen toprak üzerinden elde edilen gelirler feodal bey elinde toplanır. Kısacası sömürge sistemi de diyebiliriz.

Feodalizmin Genel Yapısı (sosyal, ekonomik, siyasal)

Feodalizm sistemi sosyal sınıflı bir sistemdir. Bu sistemde bulunan sınıflar şu şekilde ifade edilebilir; toprak sahibi asiller, din adamları, burjuvalar, köylüler, serfler (köle gibi bir şey), serbest köylüler.

Serfler kelime anlamında olduğu gibi köle gibi sayılmasa da üretim araçları kendisine ait ve beyin korumasında kendine ait toprağı üzerinde yaptığı üretimle geçimini sürdüren bir sınıf iken serbest köylüler para karşılığı çalışan ve kazandığı parayla ticaret yaparak zenginleşen ve elde ettiği zenginlikle toprak sahibinden özgürlüğünü alarak burjuva sınıfına geçiş yapabilen kişilerdir.

 Feodalizm sisteminin geçerli olduğu topraklarda sadece köyler değil aynı zamanda şehirlerin de bulunduğu bilinmektedir. Yani sadece köylüler değil şehirde yaşayan ve çalışan zanaatkârlar da feodal beye tabii idiler.

Toprak sahipliği konusunda faiz ekonomisi adı verilen bir sistem vardır. Bu sistemde köylü ürettiğinin bir bölümünü beye verir diğer bölümü ile de araç gereçlerini yenileme, kendisini ve ailesini beslemek amacıyla kullanmaktadır.

Feodal düzen bir merkezi otorite veya devlet iktidarı bulunmayan toprak sahibinin devlete kişisel hizmetleri ve sadakatinin bulunduğu ve doğudan toprağa ve üzerinde yaşayan insanlara karşı egemenlik hakkını elinde bulunduran beylin nihai karar verici olduğu bir düzendir. Düzende bir bakıma monarşi hakimdir diyebiliriz.

Topraklar üzerinde bulunan yetkiler ve güçler genelde toprak sahibinin elinde toplanmış olarak düşünülse de bazı örneklerde vergi yetkisinin veya başka bir yetkinin manastır vb. yerlerde olduğu gibi aynı zamanda yetki ve güç alışverişlerinin yapılabildiği de görülmektedir.

Fransızca’da seigneur (senyör) olarak geçen bir kelime feodalitede zirvedeki sistemi temsil eden kişilerdir. Bu kişiler yani senyörler (bir diğer değişle toprak sahipleri) iki guruba ayrılmış biçimdedir bunlar; soylular ve ruhban sınıfı olarak geçiyor. Soylular en tepede yer alan; kral, prens, dükler, kontlar, baronlar vs. olarak adlandırılabilir. Ruhban sınıfı din adamları yani başpiskoposlar, piskoposlar, baş rahipler ve rahipler gibi adlandırılabilir.

Yukarıda belirttiğim altı farklı sınıfın burada daha genel üç guruba ayrıldığını görüyoruz. Bu grubun ilk iki grubu yukarıda açıkladığım soylular ve ruhbanlardı. Üçüncü bir grubu oluşturanlar ise hiçbir siyasal ve politik imtiyazı bulunmayan köylüler, serfler gibi sınıflardır.

Feodalizm Sisteminin Sonu ve Yeni Bir Sistemin Doğuşu


Feodalizmin son dönemlerinde özellikle sistemin ekonomik ayağını oluşturan üretim yani çoğunlukla tarım ve zanaat işlerinin yapımında kullanılan araçların farklılaşması ve üretim kapasitelerinin artmasıyla başlamıştır. Artan üretim bir bakıma işletmecileri (ya da loncaya bağlı üreticileri) birer kapitalist haline getirmiştir.

Kapitalistler sosyal sistemde de farklılaşmaya neden olmuştur. Köylüler kendi içinde sosyal sınıf anlamında birincisi kırsal burjuvazi ikincisi yoksul köylü kesimleri olarak ikiye ayrılmıştır. Sosyal sınıf değişimleri sadece köyde değil zanaatkârlar arasında da olmuştur.

Siyasal anlamda değişimler, halihazırda Orta Çağdan beridir süregelen sınıfsal senyörler ve köylüler arasındaki savaşlara bir de burjuvanın köylülere destek vererek iktidarı ve politikayı ele geçirme istekleri eklenince ekonomik olarak feodal sistemden ayrılmaya başlayan ve kendi içinde yeni sınıflar oluşturmaya başlayan sistem, feodalizmi siyasal olarak da varlığını sürdüremeyecek hale getirmiştir.

Yeni kıtaların keşfi, elde edilen madenlerin çeşitlerinin ve miktarlarının artması, üretim sistemlerinin, araçlarının değişimi ve bütün bunlara bağlı olarak değişen ekonomik sistem sosyal ve siyasal sistemlerden daha farklı bir gelişme içerisine girerek her ikisini de etkileyen yegâne bir sistem haline gelmiştir ve sonucunda da ülke içi, ülke dışı ticaretler, sermaye birikimleri vb. birimlerle birlikte ticaretin ve bireysel servetlerin gelişmesi toprağa dayalı zenginlik sisteminin önüne geçmiştir.

Feodal sistem sonrası dünyada geçerli olan ve günümüzde de hâlâ daha devam eden ekonomik sistem olan Kapitalizmin ne olduğunu bloğumuzdaki KAPİTALİZM NEDİR adlı yazımızdan öğrenebilirsiniz.

FEODALİTE NEDİR” üzerine 3 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s