DOĞAL AFETLER – (KÜTLE HAREKETLERİ)

Bu hafta doğal afetler serimizin üçüncü bölümünde kütle hareketlerini işleyeceğiz. Kütle hareketleri adından da anlaşılacağı gibi bir cismin kendiliğinden hareket ederek yer değiştirmesi olayına denmektedir. Cisimler eğimli yerlerde kendi kütlesi fazlalaştığı takdirde aşağıya doğru sürüklenerek kütle hareketini gerçekleştirmiş olur. Bu kütle hareketlerine “şev” ya da “yamaç” hareketleri de denebilmektedir. Dünya’da kütle hareketi olarak görülen doğal afetler; heyelan, toprak kayması, çamur akıntısı, kaya düşmesi ve çığlardır. Şimdi hepsini tek tek inceleyerek öğreneceğiz.

HEYELAN

Heyelanlar yeryüzündeki toprağın ya da taşların oldukları yerden başka bir yere kaymasına denmektedir.

Heyelanın oluşmasında etkili olan beşerî faktör olarak şunlar söylenebilir. Yer altından ve dağların arasından yapılan tüneller ya da barajların yapılması, bitki alanlarının insanlar tarafından tahrip edilmesi örnek olarak verilebilir. Heyelanların doğal yollarla yaşanması ise eğimin toprak kütlesinin tutunamayacak kadar fazla olması, yeryüzü tabakalarının yamaç eğimi boyunca uzanması, yağışların ya da kar erimelerinin fazla olması çünkü ıslanan toprak veya taşı kayganlaştırarak bulunduğu yere tutunamayarak aşağıya doğru hareket izler ve en önemlisi taşın ya da toprağın cinsi etki yapar. Eğer toprak bünyesinde yüksek miktarda kil bulunduruyorsa suyla etkileşime girdiğinde kil yumuşayarak kayganlaşır ve heyelan afetinin yaşanmasına sebep olur.

Bitki örtüsünün fazla olduğu yerlerde bile heyelanlar oluşabilmektedir ama eğer bitki örtüsü zayıfsa heyelan riski daha yüksektir. Bunun ülkemizde en iyi örneği %89’luk hassaslık oranıyla Karadeniz Bölgesidir. Karadeniz Bölgesi bitki örtüsü fazlalığıyla dikkat çekmekle birlikte zaman zaman heyelan olayları da yaşanmaktadır. Bunun sebebi Karadeniz Bölgesi’nin jeolojik, litolojik, jeomorfolojik ve iklim özellikleri etki yapmaktadır. Özellikle Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Samsun, Ordu ve Gümüşhane heyelan olaylarının en fazla yaşandığı bölgelerdir. Dünyada ise Çin, Hindistan ve Pakistan bölgeleridir.

Heyelanlar yaşandığı zaman can kayıpları da olmaktadır. Bu can kayıplarını ve maddi zararları önlemek amacıyla bazı önlemler alınabilir. Bunlar;

  • Heyelan yaşanma riskinin çok fazla olduğu yerlere yapı inşa edilmemelidir.
  • Eğimi çok fazla olan bölgelere yani yamaçlara baraj, tünel, yol vb. gibi insani faaliyetler gerçekleştirilmemelidir.
  • İstinat duvarları ve tellerin çekilmesi ile heyelanın getireceği riski minimum düzeye indirgenebilir.

TOPRAK KAYMASI VE ÇAMUR AKINTILARI

Toprak kayması ya da çamur akıntıları temelde aynıdır. Her ikisi de şiddetli sağanak yağış ile suya doymuş toprağın oldukları yerden ayrılarak başka bir yere geçme işlemine denmektedir. Aralarındaki tek fark ise toprak kaymasının yamaçlarda, çamur akıntıları ise normal, çok az eğimli yerlerde meydana gelmesidir. Toprak kayması eğimi çok fazla olan yamaçlardan aşağı doğru sürüklenerek oluşur. Çamur akıntılarında ise böyle bir durum yoktur. Eğimi az olan yerlerde suya doymuş olan toprağın kayması mevcuttur. Toprak kaymaları da heyelanlar gibi Karadeniz bölgesinde fazlaca yaşanmaktadır.

KAYA DÜŞMESİ

Dağ yamaçlarından kırılan taş parçalarının daha alçak bir yere yuvarlanma ya da sürüklenme olayına kaya düşmesi adı verilmektedir. Kaya düşmeleri dağ yamaçlarının bitki örtüsünden yoksun, eğimi fazla ve çoğunlukla insani faaliyetler sonucunda meydana gelen doğa olaylarıdır. İnsani faaliyetler olarak yol yapımları, baraj yapımları ya da tünel yapımları doğal afetlerin oluşma riskini yükseltebilmektedir. Ülkemizde en fazla kaya düşmesi yaşanan yerler ise Doğu Anadolu Bölgesi, Erzincan, Kayseri ve Niğde’dir.

Ç

Çığ yoğun kar yağışının sonrasında meydana gelen doğa olaylarıdır. Çığlar, yüksek kesimlerde yani dağlık veya engebeli bölgelere yağan karın katmanlar şekilde birikerek iç ya da dış etkenlerden kaynaklı tetiklenir ve tabakalar halinde biriken karların dağ yamacından aşağıya doğru kayması ile oluşur. Çığ olaylarının oluşmasındaki iç etkenler yeryüzü hareketleri ve depremler örnek olarak verilebilir. Dış etkenler ise dağın tepesinde birikmiş olan kar tabakalarının yakın yerlerinde yüksek ses yaratmak, hareket etmek veya kontrollü olarak çığ düşmesi sağlanabilir. Ülkemizde çığ olayları en fazla Orta Anadolu Bölgesi’nin doğusu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve Türkiye’nin Kuzey bölgeleri çığ riskinin yüksek olduğu yerlerdir. Ülkemizde çığ olayları genellikle kış aylarında meydana gelmektedir. Dünyada çığ olaylarının an fazla görüldüğü yerler ise Alp-Himalaya Dağları, And Dağları örnek olarak verilebilir. Tabii çoğu doğal afet gibi çığ afetleri de hem maddi hem de manevi kayıplara yol açmaktadır.

Çığ olaylarının oluşmasında etkili olan faktörler; yamaçların çok fazla eğime sahip olması, kar yağışının fazla olmasıyla beraber kar katmanlarının artması, bitki örtüsünün yetersiz olması ve insani faaliyetler olarak sıralanabilir.

Çığ afetlerinin maddi ve manevi zararlarını en aza indirmek tabii ki mümkündür. Bunlar şöyle sıralanabilir;

  • İlk önce yüksek riskli çığ bölgeleri belirlenmeli ve iklim koşulları tespit edilmelidir.
  • Çığları engelleyebilecek ya da etkisini azaltılabilecek setler, bariyerler, rüzgâr koruyucuları, bitki örtüsünün zenginleştirilmesi vb. faaliyetler riski azaltacaktır.
  • Çığın oluşmasını hızlıca öğrenmek için duyarlı uyarı sistemleri geliştirilebilir.
  • Riski yüksek olan bölgelere yakın yerlere yapılar oluşturulmamalı ve çevredeki kişiler bu konu hakkında bilgilendirilmelidir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s