Ülkemizde 6 Şubat tarihinde yaşanan büyük çaplı, ağır tahribat veren deprem afeti ile karşı karşıya kaldık. Güney doğuda yer alan Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye ve Adana illerimizde yaşanan deprem felaketi binlerce binanın yıkımı ile sonuçlandı. Art arda devam eden depremler sonucunda yapılan çalışmalar bugün (10 Şubat) hala devam etmektedir. Yaşanan depremin Doğu Anadolu fay hattında oluşan kırılma sonucunda gerçekleştiği uzmanlar tarafından kesinleştirilmiştir.

Depremin Etkileri

Depremin yıkım oluşturan etkisi art arda gerçekleşen başta 7.7 şiddetindeki ve artçı 5 – 6 şiddetlerindeki depremler nedeniyle ortaya çıkmıştır. Yaşanan depremin toprak plakalarında birkaç santim hareketlenmeye neden olduğu konusunda söylemler bulunsa da gözle görülen en büyük tahribat şehirlerde oluşan enkazlar ile görülmektedir. Binlerce binanın yıkıldığı şehirlerde insanlar günlerce yapılan arama kurtarma çalışmalarınca kurtarılmakta ve depremin üzerinden 4 gün geçmesine rağmen hala insanların göçük altında yardım beklediği bilinmektedir. Elbette yaşanan bu yıkımın yalnızca sorumlusunun afet olduğunu söylemek mümkün değil. Deprem riskinin bulunduğu bu şehirlerde bina inşa eden müteahhitlerin ve mühendislerin ihmali ve depreme dayanıksız yapmış olduğu binaların deprem etkisiyle yıkılmasında en büyük pay sahibi olduğu bilinmektedir.

Türkiye’de ve Dünyada Deprem Dayanışması

Ülkemizde yaşanan bu büyük deprem felaketinin tüm ülkede büyük bir yardımlaşma ve dayanışma sayesinde desteklendiği bilinmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında yapılan yardım ve bağış kampanyaları ile depremzede vatandaşlarımıza yardımlar sağlanmaktadır. Özellikle de ön plana çıkan AFAD, Ahbap vb. dernek ve kuruluşlar birçok erzak, para ve arama kurtarma çalışmaları ile deprem bölgesine destek sağlamayı hedefliyor. Ülkemizin ve dünyanın birçok yerinden gönderilen arama kurtarma ekipleri ve yardım tırları bölgelere ulaşıyor. Özellikle de Dünya Sağlık Örgütünün yaşanan 6 Şubat depreminin 3. Seviye deprem olarak nitelendirilmesiyle tüm dünyada bir seferberlik, bir yardım hareketi başlamış oldu.

Yardımlar Devam Ediyor

Deprem bölgesine yapılan yardımlar devam ederken temel ihtiyaç olarak belirlenen erzak ve ihtiyaçların listesi şu şekildedir;

• Su
• Kuru gıda ürünleri
• Konserveler
• Medikal ihtiyaçlar (ilaç, ilk yardım ürünleri vb.)
• Hijyen Ürünleri (ıslak mendil, peçete, gaz maskesi, ped vb.)
• Isıtıcı
• Power bank (tamamen şarj edilmiş)
• Battaniye
• Mont ve kalın kıyafetler

İhtiyaç olarak gösterilen tüm bu destekler her ne kadar birçok noktada yardım merkezlerinde temin ediliyor olsa da deprem bölgelerinde dağıtımları konusunda problemlerin yaşandığı görülmektedir. Bunun temelinde ise maalesef bölgede yaşanan yağmacı, saldırgan insanların yardım tırları ve çeşitli mağazalara düzenledikleri hırsızlık eylemlerinden meydana gelmektedir. Bu sebeple dağıtım yapılan bölgelerde ve kurtarma ekiplerinde yer alacak gönüllü vatandaşlara da ihtiyaç vardır. Ancak unutulmaması gereken, bu tip kurtarma çalışmalarının büyük risk barındırdığı ve arama kurtarma deneyimi olmayan vatandaşların kendi can güvenliğini riske atmaması gerektiğidir. Bu sebeple eldeki imkanlar doğrultusunda birçok vatandaşın her yönden destek sağladığını görmek mümkündür. Maddi destekler sayesinde ihtiyaç duyulan diğer tüm unsurlar içinde Ahbap ve AFAD’a ait iban adreslerinde bağışlar devam etmektedir.

Bugünden Sonra Depreme Karşı Ne Yapmalı?

Gerçekleşmiş olan bu depremden itibaren olası diğer tüm deprem bölgelerinin tedbir alması şart. Öncelikle Marmara bölgesinde bulunan fay hatlarında büyük İstanbul depremi beklentisi bu son deprem afetinden sonra daha da gözle görülür bir risk olarak fark edildi. Fay hatlarının yer aldığı bölgelerde yapılması gereken en kısa süre içerisinde depremde yıkılma riski olan, dayanıklılık bakımından yetersiz olan tüm yapıların yıkımı ya da mümkünse güçlendirme çalışması yapılmasıdır.

Var olan deprem risklerini en aza indirgemek adına gerekli olduğu gibi toplanma alanları için yer açılması, gerekli deprem ekiplerinin kurulması ve her anlamda oluşabilecek deprem riskine karşı vatandaşın tam anlamıyla bilgilendirilmesi gerekmektedir. Deprem ülkesi olan Türkiye, her türlü tedbiri alması halinde depremleri en az zararla ve kayıpla atlatmak mümkündür. Unutulmaması gereken en önemli şey deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür. Oluşabilecek deprem riskine karşı hazırlıksız bekleyiş içerisinde olmak böylesi felaketler karşısında çaresizce beklemeye sebep olur. Bu sebeple herkes en üst düzey tedbiri alarak gereken aksiyona geçmek zorundadır. Herkese sağlıklı ve bu zor geçen günlerde sabır dileriz…