Bitki Örtüsü Ve Formasyonları

Canlı yaşamının bilindik merkezi olan dünya uzaydan bakılınca iki renge ev sahipliği yapar. Bunlardan ilki mavi diğeri ise yeşildir. Mavi renk okyanuslarımızı ve denizlerimizi gösterirken yeşil renk gezegenimizin bitkilerini göstermektedir. Geçtiğimiz haftalarda Su: yaşam kaynağı, Hidrolojik Döngü (Su Döngüsü), Hidrosfer (Su Küre) ve Su Kaynakları başlıklı yazılarımızda sudan, denizlerimizden, okyanuslarımızdan ve göllerimizden fazlasıyla bahsettik. Bugünkü yazımızda ise gezegenimizi yeşil renkte gösteren bitki örtüsünü inceleyeceğiz. Keyifli okumalar dileriz.

Sokağa çıktığımızda veya herhangi bir yere gittiğimizde etrafımızda mutlaka yeşil bir renk gözümüze çarpar. Bunlar çiçek, ağaç veya ot olabilir ama mutlaka bizden başka bir canlının varlığı ve bizler için bir katkısı olması bizi mutlu eder. Bu bitkiler dünya üzerinde farklılık göstermektedir. Hem doğal hem de beşerî bir faktör olarak farklılık gösteren bitkiler görünüş açısından birbirinden farklıdır. Gelin bu konuyu detaylıca irdeleyelim.

Bitki örtüsü nedir?

Dünya yüzeyinin herhangi bir bölgesinde doğal olarak yetişen bitki topluluğuna bitki örtüsü denmektedir. Bitki örtüsünde kutuplardan ekvatora veya tam tersi gidildiği takdirde gözle görülür bir değişim görülmektedir.  Bu değişime iklim, yeryüzünün şekli, toprak ve beşerî faktörler sebep olmaktadır.

  • İklim: İklim denilince aklımıza gelen iki durum vardır. Biri sıcaklık diğeri yağış veya nemdir. İki durumda bitki örtüsünde önemli değişiklikler oluşmasını sağlar. Sıcaklık kutuplardan ekvatora doğru gidildikçe arttığını hepimiz bilmekteyiz. Bitki örtüsünde değişikliği ise kutuplardan ekvatora doğru iğne yapraklı, karışık yapraklı ve geniş yapraklı ormanlar olmak üzere değişmektedir. Aynı durum dağlarda da görülmektedir. Deniz seviyesine yakın yerlerde yaşamını sürdüren bitkiler geniş yapraklı iken daha yüksek kesimlerde iğne yapraklı ormanlar veya dağ çayırı dediğimiz bitki örtüsü görülebilmektedir. Nem ve yağış oranı yüksek olan bölgelerin bitki örtüsü daha gür olmaktadır. Tam tersi bir durumda bitki örtüsü zayıf ve cılız olan bitkiler karşımıza çıkmaktadır.
  • Yeryüzü şekilleri: Bitki örtüsü yeryüzü şeklinden de etkilenir. Az öncede bahsettiğimiz dağlardaki yükseklik olayı bu konunun içine girmektedir. Ayrıca dağ yamaçlarının güneşe bakan tarafı (bakı) bitkilerin gelişmesi ve büyümesi açısından önemlidir. Aksi takdirde bitkiler güneş görmezse pek fazla büyüyemez ve yaşayamazlar.
  • Toprak: Toprakta bitki örtüsünü etkileyen faktörlerden biridir. Mineral (tuz, kireç vb.) bakımından zengin olan topraklar daha canlı ve yaşanması mümkün bitkileri üzerinde barındırırken mineral bakımından yetersiz olan topraklar bitkilerin yetişmesi için pek uygun değildir.
  • Beşerî faktörler: Beşerî faktörler bitki örtüsü için olumsuz bir etkiye sahiptir. İnsanoğlu yaşam alanını oluşturmak için yerleşeceği bölgedeki bitkileri keserek bitki örtüsünü tahrip eder. Bazense kışın ısınmak amacıyla kesilen ormanların yerine tekrar ağaç dikilmediği için antropojen bozkır dediğimiz düzlükler oluşur. Bir başka örnek ise Akdeniz ikliminde var olan makiler (küçük boydaki ağaç tipidir) yaşam alanları oluşturmak için veya turizm alanı yaratmak için kesilir ve daha küçük boyutta bitki olan ve bizim Garig adı verdiğimiz bitki örtüsü ortaya çıkar. Bu durumların hepsi doğal olarak olmayan, insan elinin dokunuşuyla var olan olaylardır ve doğal bitki örtüsüne zarar vermektedir.

Bitki formasyonu nedir?

Bitkiler sadece renk açısından benzer değildir. Yapı, soy ve yaşam şekilleri açısından da benzerlik gösterirler. Birbirine benzeyen bu bitki topluluklarına ise bitki formasyonu adı verilmektedir. Bitki formasyonu üç farklı alt başlığa ayrılmaktadır. Bunlar: ağaç formasyonu, çalı formasyonu ve ot formasyonudur. Gelin bunlara bir göz atalım.

Bitki formasyonları nelerdir?

Ağaç (orman) formasyonu: Yağışın ve nemin bol olduğu yerlerde görülen, toprağın verimli olduğu ve sıcaklığın uygun şartlarda olması halinde ağaçlar yetişip büyümeye başlar. Belli bir bölgede birbirine benzer ağaç topluluğuna orman adı verilir. Bunların genel adı da ağaç veya orman formasyonu olarak bilinmektedir. Ağaç formasyonları dört farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır.

  • Ekvatoral yağmur ormanları: Adı üzerinde ekvator çevresinde görülen ormanlardır. Yıl boyunca yağış alan ve yapraklarını dökmeden yeşil kalan orman tipidir. Ağaçların yaprakları geniş bir biçime sahiptir. Ağaçların boyları 50-60 metreye kadar çıkabilmektedir. Kongo havzası (Afrika), amazon havzası (Güney Amerika), ve Güneydoğu Asya adalarında görülmektedir.

Ekvatoral yağmur ormanlarında günlük ve yıllık sıcaklık farkı çok azdır. Neredeyse her gün yağış görülür. Öyle ki yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üzerindedir. Yağışın fazla olması sebebiyle nem oranı yüksektir. Bundan dolayı ağaçlar birbirlerine fazla yakın veya başka bir tabirle sık görülürler.

  • Muson ormanları: Muson ormanları tropikal iklim bölgesi dediğimiz 0-30o enlemlerinde görülen bitki formasyonudur. İsmini muson yağmurlarından alan bu ormanlar yağışlarının büyük bir kısmını yaz aylarında alırlar. En yaygın görülen ağaç “Teak” ağacıdır. Genellikle Japonya, Çin, Hindistan, Güneydoğu Asya kıyıları, Tayland ve Vietnam’da görülmektedir.

Muson ormanlarında yıllık yağış miktarı 1500-2000 mm arasındadır. Yaz mevsimi bol yağışlı geçerken kış mevsimi kuraktır. Böylelikle ağaçlar kışın yapraklarını dökerken yazın yaprakları yeşillenmektedir.

  • Karışık ormanlar (orta kuşak): Ilıman okyanusal iklimde görülen orman tipidir. 30-60o enlemlerinde karşımıza çıkmaktadır. İsminin karışık olmasının sebebi hem iğne yapraklı hem de geniş yapraklı ağaçları içerisinde barındırmasıdır. Batı Avrupa, Avusturalya’nın kuzeydoğusu, Güney Şili, Yeni Zelanda bu orman tiplerinin görüldüğü yerlerdir.

 Karışık ormanlarda yağışlar yıllık 1000 mm’nin altındadır. Yağışlar mevsimler arasında düzenli bir orana sahiptir.

  • Tayga ormanları: 60o enlemlerinde görülen bu orman tipi iğne yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır. Sert karasal iklimin nemli alanlarında görülen tayga ormanları kışın az yağış alırken yazın bol miktarda yağış almaktadır. Yapraklarının iğne şeklinde olması ağaçların uzun süre kuraklığa dayanabilmesi amacıyla ağacın bünyesinde bulunan suyun buharlaşmasını en aza indirmektir. Bu bölgelerde genellikle çam ağacı, Göknar ve ladin ağaçları bulunmaktadır. Tayga ormanları Rusya, Kanada, Kuzey Avrupa bölgelerinde karşımıza çıkar.

Tayga ormanlarının yıllık yağış miktarı 500-600 mm’nin altındadır.

Çalı formasyonu: Ağaçların olmadığı veya tahrip edildiği yerlerde görülen kısa boylu ağaçlara çalı denmektedir. Bunlarda bir araya gelerek çalı topluluklarını ve çalı formasyonunu oluştururlar. Bunlar üç farklı tipte görülürler: maki, garig ve psödomakidir.

  • Maki: Deniz seviyesinden 1000 metre yüksekliğe kadar görülen maki Akdeniz ikliminin doğal bitki örtüsüdür. Kızılçam ağaçlarının tahrip edilmesiyle oluşan ikincil bir bitki örtüsü özelliği taşımaktadır. Yaz aylarındaki kuraklığa dayanabilen makiler soğuk havaya karşı dayanıksızdır. Yıl boyunca makilerin yaprakları yeşil kalmaktadır. Makilerin yaprakları su kaybını azaltmak için dar, cilalı ve kadife gibi tüylüdür. Avustralya’nın güneybatısı, Akdeniz kıyıları ve Güney Afrika cumhuriyetinin bazı bölgelerinde görülmektedir. Makiler boyu en fazla birkaç metre yüksekliğinde olan ağaçlara denmektedir.
  • Garig: Beşerî faktörlerin sonucunda makilerin tahrip edilmesiyle oluşan garigler Akdeniz iklim bölgesinde görülmektedir. Toprağın normale göre elverişsiz, yer şekillerinin eğimi fazla ve yağış miktarının normal seviyesinden az olduğu kesimlerde karşımıza çıkmaktadır. Kurak geçen iklim koşulları için ideal bitki örtüsüdür. Gariğin bilinen türleri laden, katran ardıcı, kermez meşesi, akçakesme, kekik, adaçayı ve gevendir. Bazı kaynaklarda garig “Frigana” ismiyle anılabilmektedir.
  • Psödomaki: Yalancı maki olarak bilinen psödomakiler Akdeniz ikliminin biraz nemli bölgelerinde görülen bir türdür. Kışın yapraklarını dökerler ve yaz kuraklığına makilere göre daha az dayanıklıdırlar. Akdeniz ve Karadeniz ikliminin geçiş bölgelerinde karşımıza çıkarlar.

Ot formasyonu: Sıcaklık, iklim ve toprağın ağaç veya çalı için yeterli verimde olmaması halinde ot formasyonu oluşmaktadır. Beş farklı ot formasyonu vardır. Bunlar: savan, çayır, bozkır (step), çöl ve tundradır.

  • Savan: Yüksek boylu ot topluluklarından oluşan, tropikal iklim bölgelerinde (10-20o enlemleri) yetişen ve kurak iklim şartlarına uyum sağlayan bitkilerdir. Savanlar ekvatoral yağmur ormanları ile sıcak çöller arasındaki geçiş bölgesinde yer alan geniş çayırlıklara denmektedir. Yazın sıcaklığın fazla olması sebebiyle sararan savanlar yaz aylarındaki yağmurlarla tekrar yeşil rengine dönmektedir. Yıllık yağış miktarı 1500 mm civarındadır. Savan bitki örtüsü görülen yerler şöyle sıralanabilir: Brezilya, Venezuela, Kolombiya, Peru, Bolivya, Mali, Nijerya, Nijer, Çad, Sudan, Angola, Zambiya, Malavi ve Tanzanya.
  • Çayır: Orta kuşağın biraz nemli bölgelerinde görülen ve yüksek dağlarda görülmektedir. Yaz aylarının tamamında yeşil kalabilen ve steplere göre daha gür olan ot topluluklarıdır. Çayırlara bazı kaynaklarda Alpin çayırları olarak geçmektedir. ABD, Kanada, Çin ve Rusya’da görülmektedir. En bilinen çayırlar ipekçi otu, tilkikuyruğu, ayrık çimleri, titrek otları, çayır yulaflarıdır.
  • Bozkır (Step): Orta kuşağın karasal iklim bölgelerinde görülen kurak, ağaç yetişmesi zor olan bölgelerdeki cılız ot topluluklarıdır. Yıllık yağış miktarı 250–400 mm arasındadır.  Bozkırlar ilkbahar yağışlarına yeşeren fakat yazın kuraklığa dayanamayıp sararan bitkilerdir. Orta ve Doğu Avrupa, Anadolu, Orta Asya, ABD’nin iç kesimleri ve Arjantin’de görülmektedir. En bilinen bozkır otları ise geven, yavşan otu, gelincik, sığırkuyruğu, çoban yastığı, üzerlik otu, koyun yumağı, çayır üçgülüdür.
  • Çöl: Çöl iklimine sahip bölgelerde görülen, yıllık 200 mm altında yağış alan, yazın kavurucu sıcaklığa dayanabilen, su depolama kapasiteleri diğer bitkilere oranla daha fazla olan ve kökleri daha derinlere inen bitkilerdir. Kaktüsler buna en iyi örnektir. Geniş yapıları sayesinde bünyelerinde normalden daha fazla su depolayabilmektedirler. Genellikle yer altı suyunun yüzeye yakın olduğu yerlerinde, akarsu ve göl kenarlarında karşımıza çıkmaktadır. Arizona ve Meksika çölleri, Büyük Sahra, Kalahari, Arabistan Yarımadası, Tar, Gobi, Taklamakan, Gibson, Victoria, Atacama çöl bitkilerinin görüldüğü yerlerdir.
  • Tundra: Bodur ot topluluklarından oluşan ve soğuk iklime sahip kuzey iklimlerinde görülen bitkilerdir. Tundralar yılın 8-9 ayı karla kaplı halde donmuş olarak bulunur. Kalan diğer aylarda karların erimesiyle tundralar gün yüzüne çıkmaktadır. Buradanda anlaşılacağı üzere soğuğa son derece dayanıklı bitkilerdir. Genellikle Sibirya, İskandinavya Yarımadası’nın kuzeyi, Grönland adasında, Kanada’nın kuzeyi, Güney Amerika’nın güneyinde görülmektedir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s