
Ülkemizde son haftada en çok konuşulan konulardan birisi yıl ortasında erken zam yapılıp yapılmayacağıydı. Bilinen veriler doğrultusunda çalışan nüfusun büyük bir yüzdesi asgari ücret ile kazanç elde etmektedir. Her yıl sonu asgari ücret ile ilgili devlet tarafından bir karar verilmektedir. Çoğunlukla bu kararlar zam olup olmaması yönündeyken, son dönemde artan enflasyon ve alım gücü düşüşü nedeniyle yıl içinde erken bir zam ve toplamda 2022 yılı için 2 farklı zam beklentisi devam ediyor.
Konuyla ilgili farklı görüşler devam ederken geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığından Asgari ücret zam kararı ile ilgili olumlu birtakım söylemler duyuldu. Vatandaşın beklentisi üzere Haziran ya da Temmuz aylarında Asgari ücret üzerinden bir maaş artışı bekleniyor. Ancak bu durum mevcut enflasyon ve ekonomik koşullar için ne kadar olumlu olur bu da farklı bir tartışma konusu…
Olası Zam ve Enflasyon

Enflasyon kavramı özellikle de 2022 yılı itibariyle hayatın gerçek anlamda pahalılaşması olarak görülüyor. Son TÜİK verilerine göre güncel enflasyon oranı %61 oranına kadar yükselmiş durumda. Son 1 yılda artan enflasyon oranı ise %142 bandında. Bu durumda aslında geçtiğimiz yıllara oranla paranın alım gücünde müthiş bir değersizleşmesi anlamına geliyor. Elbette bu durum market fiyatlarına da yansıyor. Peki, bu durumda zam yapılmasının vatandaşa olumlu etkisi olur mu?
Öncelikle bir ülkenin para birimi değer kaybediyorsa yapılması gereken varlık miktarını arttırabilmektir. Merkez Bankasının sıkı bir karar yöntemi uygulaması gerekir. Vatandaşa yüksek oranda zam uygulamak daha fazla para basmaktan başka bir şekilde düşünülemez. Özellikle de dış borçlanma ve döviz dengesizliği söz konusuyken. Bu durumda yapılacak yeni bir zam eğer yaz aylarına kadar enflasyonda düşüş görülmezse hiçbir etki yaratmayacak aksine daha da pahalılaşan bir yaşam anlamına gelecektir.
Zam Değil Tutarlılık Gerekli

Ülkemizde var olan bu enflasyonun en azından azalabilmesi için olması gereken yeni bir zam değil artan üretim ve varlık girdisidir. Ancak bu şekilde ülkemizde yeterli oranda varlığın olması halinde enflasyon düşecektir. Enflasyonun düşmesi alım gücünü de arttıracağı için herhangi bir zam gereksinimi söz konusu olmayacaktır. Var olan Kur Korumalı Mevduat Sistemi geçtiğimiz 2021 yılı sonunda uygulanmaya başladığından beri döviz ve altın piyasasında hareketlilik tamamen durmuş olsa da çeşitli şekillerde hayat pahalılığı devam etmektedir.
Bu durumun başlıca sebebi hala yetersiz kaynak, mamul ve varlıktır. Vatandaşın alım gücünü arttırmanın yolu dış ticaret oranının arttırılması üretimin her alanda yükselişe geçmesi ve sağlam ekonomik politikalar üzerinden ilerleyebiliyor olmasıdır. Gündemde olan Zam meselesiyle ilgili kişisel düşüncelerimiz ve araştırmalarımız bunlardır. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Düşüncelerinizi yorum olarak belirtebilirsiniz…