
Evren bizlerin sahip olduğu en önemli varlıktır ve bu evrenin içinde bulunan maddeler ise bir lütuftur. Evrenin başlangıcından tutunda canlı yaşamını başlatabilen ve hatta sonlandırabilecek olan maddeler mevcuttur. Bunlardan en önemlisi “Su”dur. Günlük yaşantımızda en az 5 kere ismi geçen ama aslını bilmeyen canlılarız. Bugün buradan yola çıkarak su ile alakalı birçok konuyu işleyeceğiz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.
Su nasıl oluşur?
Canlı yaşamında önemli bir rolü olan su 2 hidrojen ve 1 oksijen atomlarından oluşmaktadır. Formülü ise “H2O” dur. Kimyasal bir birleşik olan su yapısında bulundurduğu hidrojen atomu yanıcı, oksijen atomu ise yakıcı bir maddedir ve bu iki element birleştiğinde söndürücü görevi görür.

Suyun halleri nelerdir?
Doğada su 3 farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır: katı, sıvı ve gaz. Hemen açıklayalım.
- Katı: Suyun katı haldeki hali diğer hallere kıyasla daha yoğundur. Hiçbir şekilde molekül hareketi olmadığından dolayı da sert bir maddedir. Kutup bölgelerinde gördüğümüz buzullar suyun katı halleridir. Ayrıca dondurucularımızda bulunan buzlar ve kışın yağan karda suyun katı halini bizlere bir örnek teşkil eder.
- Sıvı: Katı suya oranla yoğunluğu daha azdır ve moleküller arası boşluk daha seyrektir. Bu yüzdende akışkanlık söz konusudur. Bu akışkanlık bulunduğu ortamın şekline veya ortamına göre değişiklik göstermektedir. Denizlerde, okyanuslarda, ırmak, göl ve derelerde, yağan yağmurda ve içtiğimiz suları hepsi suyun sıvı haline örnek olarak verilebilir.
- Gaz: sıvının katıdan daha az yoğunlukta olduğunu söylemiştik. Gaz ise sıvıdan sonra en az yoğunlukta olan suyu temsil eder. Öyle ki gaz havada süzülebilir ve moleküller arası seyreklik çok fazladır. En iyi örneği su buharıdır. Su, yüksek sıcaklıklarda sıvı halden gaz hale dönüşürken su buharını ortaya çıkartır. Bu da havadaki nemi oluşturmaktadır. Havadaki su buharına dokunamayız ama hem görür hem hissederiz.

Suyun donma, erime ve kaynama noktası nedir?
Suyun farklı şekillerde oluştuğunu yukarıda anlattık. Peki bu farklı durumlar nasıl meydana geliyor biraz ondan bahsedelim. Su genellikle sıvı halde bulunmaktadır. Burada ortamda bulunulan sıcaklık derecesi araya girmektedir. Normal oda sıcaklığı genelde 25-35 OC arasındadır. Bu ideal bir sıcaklıktır. Bu ortamda bulunan bir kap dolusu su düşünelim. Eğer oda sıcaklığını 0 derecenin altına düşürürsek su donmaya başlar. Başka bir seçenek ise 100 derecenin üzerine çıkarttığımızda kaynamaya ve sonrasında sıvı su buharlaşmaya başlayarak gaz haline dönüşecektir. Anlayacağınız üzere su 0 derecenin altına düştüğünde katı (donma derecesi) hale, 0-100 derecenin arasında ise sıvı hale (suyun eriyik halde bulunması) ve 100 ve üzeri derecelerde gaz hale dönüşecektir.
Suyun yüzey gerilimi nasıldır?
Bu kavramı çoğu zaman duymuşuzdur ama tam olarak anlamını bilememekteyiz. Kısa ve net bir şekilde açıklamak gerekirse su molekülleri birbirlerini çeken bit etkiye sahiptir. Buna bilimde “kohezyon” denmektedir. Kohezyon gerçekleştiğinde çekim kuvveti sayesinde su molekülleri birbirlerinden ayrılmadan toplu bir şekilde durmaktadır. Buna da suyun güzey gerilimi denmektedir. Herhangi bir etki olmadıkça bu durum sonsuza kadar veya ortam ısısı değişene kadar devam edebilir. Aksi takdirde etki yapıldığında veya suyun üzerinde durduğu madde düşerse ya da birbirinden ayrılırsa mutlak olarak su molekülleri birbirinden ayrılacaktır. Böylelikle de suyun yüzey gerilimi düşecek ve parçalanacaktır. Bunu denizdeki bir balığın su yüzüne çıkarken suyun yüzeyinde açtığı şekil olarak düşünebilirsiniz veya bir su baloncuğunun şeklini ele alalım. Su baloncuğunun bir yüzey gerilimi vardır ve buna elinizle ya da bir çubukla dokunduğunuzda yüzey gerilimini bozacak ve su baloncuğunuz patlayacaktır. İşte yüzey geriliminin basitçe tanımı bu şekildedir.


Konuya bilimsel olarak bakacaksak su moleküllerinde kohezyon görüldüğünde yüzey gerilimi oluşur. Aynı tür moleküller birbirlerine etki yapmadığı için kuvvetleri sıfır olarak sayılır. Ama bir cismin üzerine konulan su molekülleri cisim tarafından içe doğru çekilerek su yüzeyinde bir gerilime sebep olacaktır. Eğer ortada bir cisim yoksa ve sadece su molekülleri mevcutsa su küre şeklinde bir geometrik şekil alacaktır. İç kısımdan kaynaklı çekim kuvveti sayesinde su yüzeyinde yine bir gerili gerçekleşecektir. Buna da yüzey gerilimi denecektir. Yüzey geriliminin bozulması içinde bir etki kuvveti gereklidir ve bu herhangi bir cisim veya madde olabilir.
Su insan için neden önemlidir
Sıklıkla canlı yaşamının önemli kaynağı su olduğunu vurgulamaktayız. Ama suyu bu kadar önemli yapan nedir bilmiyoruz. Su bir gereksinimdir. İnsanların ve hayvanların 2/3’ü su ile oluşmaktadır. Ayrıca çoğu meyve sebzelerin %75inden fazlası su ile oluşmaktadır. Su içerisinde bulundurduğu mineraller açısından insan için önemlidir. Sodyum, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat minerallerini içerdiğinden dolayı önemli bir konuma sahiptir. Tüm canlı yaşamının özelliklede insanların yaşam kaynağı olan bu mineraller olmazsa olmazdır. Bu yüzden bu kadar önemlidir. Bu mineraller kendiliğinden suda bulunmamaktadır. Buharlaşan su yağmur şeklinde tekrar yeryüzüne düştüğünde toprakta bulunan mineraller tarafından yapısı zenginleştirilir ve yeraltı su kaynaklarını oluşturur.
Suyun canlılarda ve insanlardaki faydaları aşağıdaki gibidir.
- Gerekli besin ve maddeleri hücrelere taşıyarak canlı sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlar.
- Gereğinden fazla su içilmesi insanların daha fazla mutlu olmasını sağlar. Az içilmesi ise beyin fonksiyonlarında azalma ve idrak kabiliyetinde düşme görülebilmektedir.
- Su vücudumuzda böbrekleri temizleme görevi görür.
- Ciltte oluşan kurumalara karşı tedavi niteliği taşır.
- Zayıflama işinde yardımcıdır.
- Vücut ısısını dengede tutarak kanın hacmini dengeler.
- Birtakım metabolizma faaliyetleri sonucunda vücudumuzda oluşan atık maddeleri boşaltım sistemleri dahilinde vücuttan dışarı atılmasına yardımcı olur.

Su tasarrufu nedir, ne kadar önemlidir ve nasıl yapılır?
Canlı yaşamının kaynağı olan suyu korumak ve doğru kullanmak görevimizdir. Geçmişten bugüne kadar kullanılan su kaynaklarının birçoğu yanlış kullanımdan dolayı kurumuş veya kurumaya yüz tutmuştur. Şu an ülkemizde bunun eksikliği pek hissedilmese de küresel çapta aşırı derecede önemli bir yere sahiptir. Eğer böyle devam ederse çok ama çok yakın gelecekte Türkiye’de içinde olmak üzere tüm dünyada su kıtlığı yaşanacaktır. Barajlar kuruyacak, tatlı su kaynakları tükenecek ve bunun beraberinde nem azalacak ve birçok canlı türü yaşamını yitirecektir. Buna bir dur denmesi lazımdır. Su olmazsa hayatta olmayacaktır. Bunu unutmamamız gerek. Peki neler yapılması gerekenler nelerdir? Aşağıda suyu korumak ve su tasarrufu ile maddeler sıralanmıştır. Birçoğumuz veya hepimiz bunları ve benzerlerini uygularsak kötü bir sonuçtan ziyade daha iyi bir dünyayı gelecek nesillere bırakacağız.

- Suyu musluklarımızda boşa akıtmamak. Diş fırçalarken, duş alırken veya bulaşık yıkarken suyu boşa harcamamalıyız.
- Ağaç dikmeliyiz. Çünkü ağaç dikersek havadaki nem miktarı yükselecek ve yağış gerçekleşecektir.
- Suyu kirletmemeliyiz. Büyük fabrikaların kimyasal atıkları suya karıştırılmamalı, bizler sıvıya veya herhangi bir yağ maddelerini lavabomuzdan dökmemeliyiz.
- Gereksiz yere sulama faaliyetlerini gerçekleştirmemeliyiz.
- Geri dönüştürülebilir su tesisleri yapmalıyız.
- Altyapı çalışmalarında yağmur sularını toplayacak ve kullanabilecek sistemler geliştirmeliyiz.
Bugünlük bir yazımızın daha sonuna geldik. Hem bilim altında hemde nedir kategorisi altında “Su” kavramını inceledik. Eğer bir sorunuz var ise bunu yorumlar kısmına yazabilirsiniz. Bizleri takip etmeyi ve yazımızı beğenmeyi unutmayın. Bir sonraki yazımıza kadar hoş kalın, esen kalın 🙂
“SU: YAŞAM KAYNAĞI” üzerine 2 yorum