İnsanların her geçen gün yalnızlaştığını hissediyor musunuz? Eskiden oluşan toplum yapısında kalabalık aileler, yakın dostluklar ve büyük bir mahalle ortamı tasviri günümüzde hiç de aynı şekilde devam etmemektedir. Yalnızlık kavramı son dönemde hiç olmadığı kadar insanlar tarafından kullanılır oldu. Yalnızlaşıyoruz, kimimiz isteyerek, kimimiz istemeden. Peki, buna neden olan nedir, yalnız olmanın, insanların birbirilerinden uzaklaşmasının ne gibi etkileri vardır? bu yazımızda toplum içinde oluşan teklik ve yalnızlık yapısından bahsedeceğiz…

Yalnız Toplum Neden Oluştu?

İnsanlar sosyal varlıklardır. Birbirileriyle iyi iletişim kurmak, sağlam ilişkiler inşa etmek insanların toplum yapısında büyük bir öneme sahipken, son yıllarda çeşitli nedenlerle insanların uzaklaştığı ve kendi yaşantılarını yalnız devam ettirdikleri görülmektedir. Peki yalnızlaşma neden oluştu? Bu sorunun cevabı bariz bir şekilde ifade özgürlüğündeki güçlükler ve toplumu içine kapanmasına neden olan unsurlar tetikledi.

İfade özgürlüğü kişinin karşısındaki insan ile doğru iletişim kurmasını sağlamaktaydı. Günümüzde insanlar birileriyle iletişim kurarken kendi düşüncelerini özgürce ifade etmekten korkarlar. Bunun nedeni karşılarındaki insanı üzmek ya da kırmak istememeleri olabilir. Bu sebeple zamanla insan ilişkilerinin en büyük sorunlarından biri yalan söylemek oldu. Yalan söylemek bir alışkanlık haline geldiğinde güven ve iyi davranışlar zamanla kayboldu.

Toplumun içe kapanmasını başlıca etkeni iletişimsizlikti. Ancak bunu daha da çok arttıran şey maalesef günümüzde vazgeçilmezlerden biri olan teknoloji oldu. Teknoloji insanlara yeni bir dünya aralarken gerçek dünyadan uzaklaştırmaya başladı. Böylece içine kapanmış, asosyal, insanlara karşı çekingen davranışlar sergileyen bir toplum ortaya çıkmış oldu.

Yalnızlık Aslında Bir Tercihtir…

Geçmişte günümüz şartları mümkün değilken de yalnızlaşmayı ve insanlardan uzaklaşmayı tercih eden insanların olduğu bilinmektedir. Yalnızlık aslında bir tercihtir, bu durum günümüz içinde geçerlidir. Tek yapmanız gereken özgüven sahibi olmak ve insanlarla iletişim kurmak için istek duymaktır. Kimse mecburi bir nedenden yalnız olamaz. Bu durumun altında bir gerekçe ya da sebep yatıyor olmalı.

Konu geçmişe gelmişken başarı olan insanların, sanatçıları, mucitlerin ve tarihte adını duyurmuş birçok insanın yalnız kalmayı tercih ettiği bilinmektedir. Yalnızlık insana müthiş bir vakit kazandırır, kendi düşüncelerinizle dolu bir dünyada istediğiniz her şeyi yapmak mümkün hale gelir. Bu durumda insanlar vakit ayırmak istedikleri hobilerine, işlerine ve uğraşlarına odaklanabilirler.

Bu sayededir ki bir alanda başarıya ulaşmış olan bazı insanlar adım adım yükselerek hedeflerini tamamlamıştır. Albert Einstein gibi bir bilim adamı, Tolstoy ve Dostoyevski gibi yazarlar ve Mozart gibi müzik dehaları yalnız bir yaşama sahip olmuştur. Bu insanlar işlerine odaklanarak başarıyı elde etmiştir. Karmaşık insan ilişkileri pek de umurlarında olmamış ve yalnızlığın güzelliğini tatmışlardır.

 Her Tercihin Bir Bedeli Vardır

Yalnızlık birçok insan içinse bir lanet olarak görülmektedir. Durumu dramatize eden birçok farklı insanın olduğu tarihin tozlu sayfalarında edebiyatçılardan sıklıkla görülmektedir. Bu durumda bir haklılık payı da vardır. İnsan sosyal bir varlıktır ve insanlarla iletişime muhtaçtır. Uzun süreli yalnızlık mutsuzluğu da getirecektir. Hayatın gerçekliği aslında insanların hoş sohbeti ve güler yüzünde saklıdır. Yalnızlık bir zorunluluk ya da mecburiyet değildir demiştik, dünya hala iyi ilişkilerin kurulabileceği bir ortamdır. Zamanınızı kendinizi kapatarak değil, mutlu olmak için arayış içerisinde olarak devam ettirin. Emin olun uzun süreli yalnızlıklar beraberinde büyük sorunları da getirecektir…