
Faşizm hakkındaki üçüncü ve son yazımda (seri anlamında son) buraya kadar anlattıklarımı bir gözden geçirelim. İlk olarak Benito Mussolini’nin kısaca hayatını ve İtalya’da kurduğu faşist rejimden bahsettik. Bu rejimin ortaya çıkışı için gerekli durumları ve Mussolini’nin tüm bunları yaparken kendini nasıl bu konuya karşı motive ettiğini inceledik. Mussolini ile ilgili son olarak, ideolojisindeki çelişkileri gözler önüne serdik. Serinin 2. ve 3. bölümlerinin başrolü olan Adolf Hitler’in hayatının başlarında yaşadıklarını, yükselişini ve yönetimi ele geçirmesinden itibaren kısa dönemde yaptıklarını ele aldık. Bu yazınının 2. bölüm kadar uzun olmasını istemiyorum. Bu nedenle yıllara ayırarak 1945 yılına, yani 2. Dünya Savaşı’nın bitimi ve aynı zamanda Hitler’in ölüm tarihi olan yıla (1945) kadar hızlı bir geçiş yapacağız.
Hitler’in Hayatı ve 2. Dünya Savaşı (1933-1945)

En son 1933 yılında yaşanan olağanüstü durumları ve Hitler’in yönetimi tamamen ele geçirişinden bahsetmiştik. Bu tarihten bir yıl sonra, yani 1934 yılında halihazırda sayısı çok fazla olmayan siyasi düşmanlarının (karşıt görüşlüler veya direkt engellemeye çalışanlar) toptan yok eder.
1936 Berlin Olimpiyatları
1931 yılında Olimpiyat Komitesi’nin kararıyla, Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği hakkı kazanan Nazi Almanya’sı etkinliğe çok hummalı bir çalışmayla hazırlanmaya başladı. Hazırlık tahmin edersiniz ki çok uzun süreler önce başlayamadı çünkü Komite’nin kararı verdiği yıllarda iç karışıklıklar vardı. Amerika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, Olimpiyatların Almanya’da yapılması kararının değiştirilmesi için boykot etseler de 1935 yılında Amerika’nın katılım açıklamasıyla birlikte diğer ülkeler de boykottan vazgeçerek katılım kararı almıştır. Hitler bu organizasyonu tamamen kendi propagandası olarak kullanmıştır.
1938 Çekoslovakya ve Avusturya’ya Giriş
1938 yılında Nazilerin desteğiyle Avusturya’da referandum sonucu iktidara gelen Avusturya Nasyonal Sosyalist Partisi, hiçbir zorluk çıkarmadan 12 Mart’ta ilhak için gelen Alman birliklerine ülkeyi teslim etmiştir. Aynı yıl içerisinde Berlin’de düzenlenen bir konferansta Hitler, Almanların çoğunlukta olarak yaşadığı Çekoslovakya’nın Sudetenland bölgesini ilhak için barış sözü vermiş, Fransa, Britanya ve İtalya liderleriyle bu konuda mutabık kalmıştır. İtalya’nın zaten o yıllara aynı Almanya gibi faşist bir rejimi olduğunu hatırlatırım. Bu anlaşmadan sonra Hitler, Çekoslovakya’ya saldırır ve Sudetenland bölgesini ele geçirir.
1939 Her Şeyin Başladığı Tarih

1939 yıllarında halihazırda Almanya içinde olan Yahudi düşmanlığını daha büyük seviyelere çıkarmak ve Yahudi olan herkesi yok etmek isteyen Hitler iyiden iyiye bir dünya savaşının tamamını yok etmek için yapılabileceğini öne sürmeye başlamıştı. Bu yıl içerisinde Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği 10 yıllık bir saldırmazlık paktı imzalamıştır. Bu paktın imzalanmasından çok kısa bir süre sonra Nazi Almanyası, Polonya’yı işgale başlamıştır. Pakta göre, Polonya, Almanya ve Sovyetler Birliği arasında paylaşılacaktı. İşgalin başlangıcından kısa bir süre sonra Fransa ve Birleşik Krallık Almanya’ya savaş ilan etmişlerdir.
İtalya, Almanya ve Japonya Mihver devletler olarak ittifak ilan ettiler. Bu genel bir ikinci dünya savaşı yazısı olmayacak. Almanya özelinde belli noktalarda duracağım. Fransa savaşa girdikten yaklaşık 2 ay sonra Nazi Almanyası tarafından saf dışı bırakıldı. Hitler tabiri caizse hızını alamayıp saldırmazlık paktı imzaladığı Sovyetler Birliğine karşı savaş ilan etti. Ancak burada açılan cephe Nazi Almanyası’nı çöküşe götürecek ilk adım olmuştur. 1941 yılında işler iyice kötüleşmeye başladı. İşlerin kötüleşmesinin ana nedenlerinden biri Japonya’nın Britanya ve ABD topraklarına doğru savaşı yaymasıydı. Pearl Harbor olayı ile birlikte ABD, Japonya’ya dolayısıyla da Almanya’ya yani Mihver devletlerine savaş ilan etti. Amerika halihazırda devasa ekonomisi ve teknolojisiyle savaştan perişan olmuş Mihver devletini daha da perişan etmiştir. Nazi Almanyası Sovyet cephesinden aldığı olumsuz sonuçlar ve savaşa dahil olan Amerika’nın yardımıyla geri alınan Fransa topraklarıyla birlikte iyiden iyiye saldıran tarafken savunan taraf haline gelmiştir. 1945 yılı ortalarında Berlin Muharebesi sonucunda kaybeden Nazi Almanyası ve savaşın kaybedildiğini öğrenince kendini intihar eden Hitler ile birlikte 2. Dünya Savaşı en azından Avrupa kıtası için bitmiş gibi görünüyordu. En son Japonya’nın teslim olmasıyla beraber 2. Dünya Savaşı resmen bitmiştir.
Adolf Hitler, Yahudileri yok etmek, Versay Antlaşması’nı dayatanlardan intikam almak ve Alman ırkının ari yani üstün olduğunu kanıtlamak için çıktığı bu yolda propaganda araçlarıyla, iletişim becerileriyle, krizleri iyi değerlendirmesiyle kitleleri kendine çekmiş ve dünyayı bu milyonlarda insanın ölümüne neden olacak bir savaşa sokmuştur.
Bu serimizin son bölümüydü. Eğer okumadıysanız diğer bölümleri okumanızı bütünlük oluşturma açısından tavsiye ederim.