Faşizm 2. Bölüm – Adolf Hitler

Faşizm, ortaya çıkmasından itibaren büyük kitleleri etkilemiş ve bu büyük kitleleri etkileme işini özellikle iki kişi yapmıştı. Bu ikiliden ilki olan 1. Dünya Savaşı sonrası zoraki yollarla iktidara gelmiş ve kişisel hayali “Roma İmparatorluğunu yeniden kurmak” olan, 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasının baş sorumlularından Benito Mussolini’yi bir önceki yazımızda görmüştük. Bu yazımızda ise Benito Mussolini ile benzer düşüncelere sahip başka bir lideri işleyeceğiz. Bu lider, hepinizin tahmin edeceği üzere Adolf Hitler.

 Kelime Anlamı Olarak Faşizm

Hitler’i anlatmaya başlamadan önce faşizmin kelime anlamı olarak ne olduğunu tazelemek ve ilk yazıyı henüz okumamış olanlar için ufak bir bahsedelim.

Faşizm, Latincede “fascis” kelimesinden türemiştir. Fascis kelimesinin 2 farklı tanımı bulunmaktadır. Fakat bizim konumuzla en uyuşanı “Roma İmparatorluğunda otorite simgesi taşıyan çubuk demetine sarılı balta” tanımıdır. Tanımın içinde geçen “otorite” kelimesinden mütevellit konumuzla en uygun anlam olarak düşünüyorum.

Hitler’in Hayatı (1889-1933)

Hitler, 20 Nisan 1889 yılında, kendiyle aynı ideolojiyi ileri götürecek hatta direkt ideolojinin kurucusu Mussolini’den 6 yıl sonra Avusturya’nın (o zamanlar adı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu) kuzeyinde bir kasabada dünyaya gelmiştir. Babasının memuriyet görevi nedeniyle yaşadıkları yerlerden birkaç kez taşınmak zorunda kaldılar. Bu taşınmalarda Adolf birçok kez okul değiştirmiştir. Başlarda okulda başarılı bir öğrenci olarak görülen Hitler orta okul döneminin sonlarına doğru iyiden iyiye başarısız bir öğrenci olmaya başlamıştır. Lise döneminde ise yine çok parlak olmayan öğrenciliğinde coğrafya ve tarih dersleri haricinde başarı gösteremiyordu. Babası, oğlunun memur olmasını istiyor ve akademik başarısızlığı nedeniyle şiddet gösteriyordu. Bütün bunlara rağmen “Kavgam” adlı kitabında babasına saygı duyduğunu dile getirmektedir.

Hitler ressam olmak istiyor ve bu doğrultuda sürekli olarak resim çiziyordu. Bu tutumu sebebiyle de yine babasından şiddet görüyordu. 1903 yılında kendisi 13 yaşında iken, babası tüberküloz hastalığından hayatını kaybetmiştir. Annesine bakmak istemesiyle bir inşaatta çalışmaya başlamış, bunca zorluğa rağmen resme ve kitaplara olan ilgisini kaybetmemiştir. Henüz küçük yaşlarında antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) kitaplarını okuyan Hitler, o zamanlar bu fikre çokta sıcak bakmıyordu. Fakat gün geçtikçe Yahudilerin “kendilerinden olanları kayırdıklarını” görmeye başlamıştır. Bu düşüncesini “Kavgam” eserinde de işleyen Hitler; “Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim.” Olarak kaleme almıştır.  

Tarihle ufak tefek ilginiz varsa ve yakın tarihi de biraz incelemiş biriyseniz, Hitlerin Viyana’ya gidip güzel sanatlar eğitimi için başvurduğunu, bu başvuruların reddedildiğini biliyorsunuzdur. Genç Adolf ressam olamayacağını anlayınca mimar olmak istedi. Fakat bunu da eğitimindeki yetersizlik nedeniyle başaramadı. İstediklerini alamayan Adolf annesinin ölümüyle sarsılmış ve devlet tarafından verilen yetim maaşının kendi payına düşen kısmını kardeşine vererek sefalet içinde yaşamaya başladı.

1912 yılına gelindiğinde babasından kalan mirasın kalan kısmıyla Münih’e gitti. Mussolini benzeri bir askerlik hikayesi de Hitlerde mevcuttur. Avusturya için savaşmak istemeyen Hitler Almanya’ya orduya katılma isteğini iletmiştir. Bu isteği kabul edilen Hitler yedek birliklerde ordu gazetesi için şiirler ve eğitsel karikatürler hazırlamaya başlamıştır. Yaptığı bu çalışmalar Hitler’e orduya katılmasından tam 5 ay sonra Aralık 1914 yılında 2. Sınıf Demir Haç nişanına layık görüldü. 1918 yılında 1. Sınıf Demir Haç verilen Hitler aynı yıl içinde Siyah Yara Rozeti isimli bir ödül daha aldı. Aldığı ödüllerden sonra daha üst seviye bir komutanlık görevine getirileceğini düşünmüş olmalısınız. Aynısını ben de düşündüm fakat işler öyle olmadı. Hitler Alman vatandaşı olmadığı için ordu içinde böyle bir göreve getirilmedi. 1918 yılında Almanya’nın teslim olması Hitler için kabul edilemez bir durumdu. Hitler’e göre Almanlar savaşı meydanda kazanmış, masada kaybetmiştir.

Hitler’in Yükselişi

1. Dünya Savaşı sonrası Hitler, ordu tarafından bazı görevlere atanmış, bu görevler sırasında Alman İşçi Partisi’nden üyelik teklifi almıştır. Partide kısa sürede çok tutulan bir isim olmasıyla Hitler, 1920 yılında partinin propaganda yöneticisi olmuştur. 1921 yılında parti liderliğine gelen Hitler 1923 yılında, Mussolini’nin Roma Yürüyüşü olayından ilham alarak 1923 yılında Bavyera’ya yürüdü. Bu yürüyüş neticesinde başarılı olamayan Hitler 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapis cezası çokta uzun sürmeyen Hitler, Kavgam isimli eserini bu sırada yazmıştır.

Seçimlerde adaylık koyabilmek için Alman vatandaşlığı şartını yerine getirebilmek için 1932 yılında Ataşe olarak atanan Hitler, Alman vatandaşı olma hayalini yerine getirmiştir. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Hitler, seçimi ikinci turda kaybetmiştir. Ancak yine aynı yıl genel seçimlerde hiçbir parti çoğunluk çıkamamış, Nasyonal Sosyalistler %37 ile çoğunluğu almıştır.

İşlerin Karıştığı Yıl

Bir önceki faşizm yazımızda da belirttiğim gibi faşizm için ekonomik istikrarsızlık ve kaos ortamı gerekmektedir. Bu ortam 1933 yılında ortaya çıkınca Hitler, parlamentoda çoğunluğu elinde bulundurduğu için Cumhurbaşkanı’na diğer koalisyon ortakları ve iş insanlarının da desteğini alarak Başbakan olma isteğini iletti. Yükselen komünizm tehlikesi üzerine, aldığı destekler neticesinde Hitler Başbakan olmuştur.

1933 yılı meclis yangınında (Reichstag Yangını) Hitler tüm okları komünistlere çevirmiş ve tamamen suçlamaların odağına oturtmuştur. Suçlamalar doğrultusunda birçok komünist parlamenteri içeri atmıştır. 1933 yılı içinde ikinci bir genel seçim yapılmasını sağlayıp parti çoğunluğunu arttırmıştır. Parlamenter çoğunluğu kullanarak “yetki kanunu” çıkarttırdı.

1933 öyle dolu ve enteresan bir yılki Almanya içinde birçok değişim olmuştur. Şimdiye kadar saydıklarım haricinde bir de üstüne “Halkta ve İmparatorlukta Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Yasa” isimli bir tasarı kabul edildi. Bu tasarıyla birlikte ülkede Cumhurbaşkanı’nın yetkileri elinden alındı ve Hitler “Führer” unvanını alarak tek adam oldu. Böylece hayalini kurduğu makamda “Alman İmparatorluğunu arındıracak ve ari ırk olan Almanların gücünü tüm dünyaya gösterecek” idi.

Yazının devamı 2. Dünya savaşı öncesi döneminden başlayarak çok uzayacağı için Hitler’in hayatı kısmına burada bir nokta koyuyorum. Buradan sonra ya ikinci dünya savaşını anlatacağım bir yazının içerisinde Hitler’in 1933 sonrası yaptıklarını anlatırım ya da faşizm 3. Bölüm olarak bir bölüm daha yayımlar, hayatının devamını ve faşizm anlayışını irdelerim.

Buraya kadar okuduysanız milyonlarca kez teşekkür ederim. Bir tık uzun bir yazı oldu 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s