
Işığın ve renklerin çoğu zaman bizleri büyülediğini görmüşüzdür. En güzel örneği de gökkuşağı dediğimiz doğa olayıdır. Bugünkü yazımızda gökkuşağının nasıl oluştuğunu ve nerelerde görüldüğünü inceleyeceğiz.
Toplam 7 renkten oluşan bu muazzam görsel milattan öncelere hatta mitolojik olaylarla bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Gökyüzünde asılı duran yaya benzeyen görüntüsüyle yunan mitolojisindeki Iris’in görev başında olduğunu ve gökkuşağını kullanarak yeryüzüne indiğini varsaymaktadır. Bazı kültürlerde ise cennet ve dünya arasında bir köprü görevi gördüğü inancı var iken bazı kişilerce de gökkuşağının altından geçtiğinde insanın değiştiğine dair inanç mevcuttu. Hatta gökkuşağının bittiği yerde altın olduğuna dair söylentilerde vardı. Tabi bunlar bilimin ve araştırmaların olmadığı bir dönemde gerçekleşen inançlardır. Bilim adamlarının yaptığı ve desteklediği araştırmalı kanıtlar sayesinde bütün bu söylentiler gerçekliğini yitirmiştir. Dilersek gökkuşağının nasıl oluştuğunu kısaca açıklayalım.

Yağmurlu havalarda, yağmurdan sonraki havada ya da sisli havalarda meydana gelen gökkuşakları güneş ışınlarının kırılmasıyla veya yansımasıyla oluşan doğa olayıdır. Güneşten gelen beyaz ışık bütün renklerin dalga boylarını içeren bir renktir. Bu renkler yağmur damlacıklarında kırılarak ya da yansıyarak çeşitli renkleri oluşturur. Kırılan ve yansıyan renkler genellikle ilkel (birinci) gökkuşağı dediğimiz renk dağılımını gösterir. Birinci gökkuşağında renkler dıştan içe doğru kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mordur. Gökkuşağının oluşması için en önemli etken güneşin merkez açısıdır. Birinci gökkuşağında da güneşin açısı 40derecedir. İkinci gökkuşağında ise durum tam tersi olmaktadır. Birinci gökkuşağında güneş ışınları bir kez yansırken ikinci gökkuşağında iki kere yansır ve daha soluk bir görüntü oluşturarak renk sırasını tam tersine çevirir. Burada renk sırası dıştan içe doğru mor, lacivert, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızıdır. İkinci gökkuşağı 50derecelik güneş açısıyla meydana gelmektedir.
Gökkuşağı Türleri

Gökkuşağının başka bir türü ise çifte gökkuşağı denilen ve nadir görülen doğa olaylarından biridir. Aynı anda görülen ve birinci gökkuşağına oranla arkasında beliren ve soluk bir rengi olan bu gökkuşağı güneş ışınlarının 50o-53 derecelik açıyla gelişiyle oluşur. En içteki renk kırmızı iken en dıştaki renk ise mavidir.
Görüntüsüyle herkese ilham veren, zihin kapılarını açan gökkuşaklarının renkleri birbirlerine bitişik haldedir. Hatta iç içe geçmiş durumdadır. Bazı kişiler arasında boşluk olduğunu söylese de su damlacıklarında kırılan ve yansıyan ışık farklı renk geçişleriyle ana renkleri birleştirir ve arasında gözle görülür bir boşluk bırakmaz.
Görüntüsü yay şekline benzediğini hepimiz görmüşüzdür fakat bir dağ tepesine veya yüksek irtifadaki uçakla ya da paraşütle bakıldığında çember şeklinde olduğu görülmektedir. Gökkuşağını eğer yerden ve net görmek istiyorsanız güneşe sırtınızı dönebilirsiniz. Bu sayede güneşten gelen ışınların oluşturduğu şekli hem fotoğraflayabilirsiniz hem de manzaranın keyfini çıkartabilirsiniz. Bazen ise koni şeklinde de görülebilmektedir.
Gökkuşağının İsimleri
Gökkuşağının farklı kültürlerde isimlendirilmiş halleri vardır. Bunlar;
- Solongo (Moğollar)
- Holongo (Buryatlar)
- Yeygör
- Süleyke
- Alaimisema
- Meryemanakuşağı
- Eleğimsağma
- Ebemkuşağı/ebekuşağı
- Hacılarkuşağı
- Alkım/alakuşak (türk kültürü)
- Kempirkuşağı / enekemkuşağı (kazak kültürü) gibi adlar gökkuşağının geçmişten kullanılmış ve bazıları günümüzde hala kullanılan kelimelerdir.