Bugünkü yazımızda, dünyanın düz olması, gizli örgütlerin toplumları yönetmesi ve piramitlerin uzaylılar tarafından yapılması konularının gerçekliğini irdeleyeceğiz.

Öncelikle Keops Piramitlerinden başlayacak olursak. Her biri 20 ton ağırlığında olduğu bilinen ve hatta kral odasının yapımında kullanılan taşların 25 ila 85 ton arasında değiştiğini, 2,5 milyona yakın taş kullanıldığını ve bu taşların 800 km’den daha uzak bir mesafeden geldiğini düşünürsek, hele ki bu yapının milattan önce 2551 yılında yapıldığını göz önünde bulundurursak, bu yapının bir insan işi olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Kimlerin yaptığı konusuna gelince, net bir cevap vermek çok zor. Ancak insanın yapmasının imkânsız olduğu gerçeğini değiştirmez…

Bu yazdığım şeyleri bir an olsun mantık çerçevesinde değerlendirdiyseniz, muhtemelen başka komplo teorilerine de inanıyor olabilirsiniz. Yazdığım bilgileri Google’a yazarak birkaç sayfadan gördüğüm Piramitlerle alakalı bilgileri, arkasına veya önünde ne yazdığına bakmadan aldım ve ekledim.

Kelime Anlamı

Dilimize Fransızcadan geçmiş olan komplo (fr. Complot) “küçük entrika” anlamında orijinal dilinde kullanılmaktadır. Yine Fransızcadan dilimize geçmiş teori kelimesi “kanıtlanması gereken bilimsel görüş” anlamına gelmektedir.

Komplo Teorilerine İnanan İnsanların Çeşitleri ve Düşünce Yapıları

Komplo teorilerinde insanlar çoğunlukla biraz mantık biraz bilimle yoğurulmuş bilgileri duyarlar ve bunların gerçekliğine zamanla inanmaya başlarlar. Bu bilgilerin yayılımı, insanların çoğunun bilinçsizce dahil olduğu sürü psikolojisinin bir sonucu haline gelmektedir. İnsanlar, uzakta veya yakında olması fark etmeksizin bir noktaya doğru bakan başka iki kişiyi görünce kendi de bakmaya başlar. Üç kişinin baktığını gören dördüncü olarak onlara katılır ve bu durum zincirleme bir tepkiye dönüşür. İnsanlar dört kişinin baktığı yere bakmaya başlarlar ve bunlar zincirleme bir biçimde yüzlerce kişi olabilirler. Yani bir bilgiyi doğru kabul etme kriteriniz, çok fazla insanın o bilgiyi doğru addetmesi olursa yanılgı durumunda olmanız kuvvetle muhtemeldir.

Komplo teorilerine inanan kişilere cahil, araştırma yapmayan ve hatta deli gözüyle bile bakabilirsiniz ancak komplo teorilerine inanan ve bunu birçok kaynaktan araştıran kimseler de mevcuttur. Bu kimseler araştırmalarını komplo teorisyenleri tarafından yazılmış makaleler, kitaplardan yapmaktadır. Bu durum araştırmalarını bu şekilde gerçekleştiren kimseleri doğru bilgiye ulaştırmak yerine ortadaki komplo teorisinin daha da genişletilmiş bir versiyonunu gösterir çünkü bu kitapları ve makaleleri yazanlar da diğer makale ve kitapları atıfta kullanarak, onlardan yararlanarak yazmaktalar.

Bu komplo teorilerinin bir başka kutbu da bilim karşıtları. Bilim karşıtı olan kimseler, yapılmış araştırmalar ve çalışmaları yalan olarak kabul edip, tüm bunları toplum kontrolü, siyasal çıkarlar veya dini amaçlara yorarak insanların kullanılması için bir araç olduğunu düşünen kimseler de mevcuttur.

Yazının en başından buraya kadar ele aldığımız konuları ve birtakım görüşleri göz önünde bulundurduğumuzda komplo teorileri genellikle yanlış veya çarpıtılmış bilgi kaynakları, sürü psikolojisiyle toplulukların kendi doğrularını yaratması veya kişisel paranoyalardan meydana geldiğini görüyoruz. Tabii bu yazdığımdan daha farklı biçimlerde komplo teorisi üreten, kullanan kimseler de mevcuttur. Bizim için önemli olan şey bilimin yolundan ayrılmamak ve rasyonel bir biçimde olayı her yönüyle, birçok kaynaktan yola çıkarak ele almak olmalıdır.