
NE ZAMAN BİTECEK BU GÖÇ MESELESİ
Ülkemizin güney doğu sınırlarında bildiğimiz gibi terör olayları hiç bitmek bilmeksizin devam ediyor yıllardır. Bu sorunun ortaya çıkışı geçmişte kalıp bugün dahi devam edebiliyor olsa da bu terör olayları ülkemizde en çok göç olaylarına konu olmasında etkili oldu. Geçtiğimiz 10 yıllık süreçte sınır komşumuz olan Suriye içerisinde bir takım terör grupları ve saldırganlar sınır komşumuz olan Suriyeli vatandaşlara çok ağır saldırılarda bulundular. Bunun sonucunda Türkiye olarak bizler Suriyeli vatandaşların can güvenliklerini sağlamak ve onları bu katliamlardan kurtarmak adına misafir etmeyi kabul ettik. Ancak bugün ülkemizde yerleşim hakkına sahip olan bu misafirlerin her geçen gün ülkemizin bir vatandaşından farksız bir yaşama sahip olması ülkemizin en büyük tartışma konularından biri oldu. Üstelik Suriye’de artık terör olaylarına rastlanmasa da bu vatandaşların ülkelerine dönmüyor oluşu yerli halk tarafından çok fazla eleştirildi.

Bugünse benzer durumlarla karşı karşıya kalmış farklı ülkelerden insanların sınırlarımızdan içeri illegal şekillerle girdiklerini gösteren çok sayıda video ve görüntüyle karşılaşıldı. Bu görüntülere göre çoğunlukla gizli yollarla ülkemize giriş yapanlar Afgan asıllı insanlardı. Ancak içişleri bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre sınırlarımızdan izinsiz ya da gayri resmi yollarla giriş yapılmanın mümkün olmadığı söylendi. Ancak yine de ülkemiz içerisinde yaşayan toplum karmaşası ve her geçen gün yaşanan birbirinden farklı şiddet, terör olaylarının artışı ülkemiz de yaşayan Türk vatandaşları tarafından sosyal medya da sıkça eleştirilir oldu. Bizlerde son zamanlarda bu kadar sık konuşulan bir konu hakkında gündem yazısında yer vermek istedik. Yaşanan göç dalgası ne zaman durur, ülkemizde yaşayan göçmenler daha ne kadar kalır elbette bu konu da kimsenin olmadığı gibi bizim de bir bilgimiz yok. Ancak kontrolsüz artan nüfus, artan suç oranı ve gelir dağılımındaki değişkenlikler ülke içerisinde daha büyük bir sorun çıkarmadan bu konunun bir sonuca varılması herkesin yararına görünüyor.
YENİ İKLİM KRİZİ: ORMAN YANGINLARI

Ülkemizde içimizi yakan büyük çaplı bir yangın gündemden hiç düşmedi, onlarca can yandı, kül oldu ve zarar gördü. Bu süreçte hem hükümet , hem vatandaşımız hem de bize destek olan birkaç ülke ile bu yangınlarla olabildiğince mücadele verilmeye çalışıldı. Ülkemizin en güzel bölgelerinde bulunan doğa harikası ormanlarımızın yanışına müdahale ettiler. Şuan bile bazı bölgelerde devam eden yangın hala müdahale çalışmalarıyla devam etmekte. Yeni yapılan açıklamaya göre yangın bölgelerinde artık itfaiye erleri dışında kimsenin bulunmasına gerek kalmadığı belirtildi. Bizler ülkemizde bu durumla mücadele içerisindeyken yangın haberleri tüm ülkelerden yavaş yavaş gelmeye başladı. Küresel iklim krizi içerisine giren bu yangınlar için uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarsa bu yangınların artarak devam edeceği yönündeydi.
Bilindiği gibi dünyamız belirli bir ekosisteme sahiptir. Bu ekosistemi oluşturan insanlar dışında milyonlarca canlı türüne sahiplik edip, dünyanın oksijen ihtiyacını karşılayan ormanlar dünyanın bozulan iklimi ve insan eliyle yok edilmeye başlanan doğanın bir tepkimesi olarak her geçen gün hayatımızda farklı sorunlarla insanlığa karşı koymaktadır. Başlangıçta pandemi ile başlayan bu doğal felaketler sürekli olarak katlanarak büyümekte ve bizler bu felaketleri yalnızca izleyip mücadele etmeye çalışmaktayız. Aslında bizlerin yapması gereken şeyi insanlık olarak dünyaya karşı saygılı olabilmektir.

Evet dünyaya karşı saygılı olmak tam olarak ihtiyacımız olan şey… insanlık kendi yaşam alanlarını yaratmak için doğanın alanını yıkmamalı, suyu kullanmak için ve boşa harcamak için su kaynaklarını kurutmamalı, hava kirliliği yaratmak yerine temiz tutmak adına mücadele etmeli. Yaşayan her hayvan ve bitki yaşam alanlarını korumak ve orada yaşamaya devam etmek adına uğraş vermektedir. Bunu yapamayan tek canlı maalesef ki biz insanlarız. Doğa ve dünya birdir ve bizler dünyamızın tabii olan kaynaklarını yalnızca konfor ve ihtiyaç kisvesi içerisinde boşa harcamakta ve yok etmekteyiz. Bu gezegen insanların olduğu kadar hayvanların, bitkilerin ve diğer tüm canlıların gezegeni. Dünyamızı korumak adına en azından çaba sarf etmek artık bizlerin de görevi, daha az kaynaklarımızı harcamalı, doğaya karşı daha saygılı olmalıyız. Yakılan arazileri daha geniş ormanlar haline getirmeli, temiz su kaynaklarını korumalı, canlı popülasyonunu artırabilmek adına ormanları ve denizleri koruma alanı haline getirmeliyiz. Ancak böyle güzel ve temiz bir dünyada yaşamış oluruz.