İnsanlar yapmak istediklerini, bir zaman, mekân ya da durum olmaksızın gerçekleştirebilmek ister. Bu sayede kendilerini bağımsız ve özgür hissetmektedir. Kişisel davranışlarımız, insanlara karşı davranış ve tutumlarımız, vakit geçirme biçimimiz, yaşam kalitemiz ve daha fazlası için özgür hissetmek ve hiçbir şeye bağlı kalmadan özgürce hareket edebilmek isteriz. Bu bize özgürlük hissini yaşatır. Bu yazımızda özgürlük kavramını farklı bakış açılarıyla değerlendirecek ve özgürlük kavramının derin anlamlarından bahsedeceğiz.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

Toplumlar eğer monarşi ile yönetilmiyorsa ve belli katı kurallara sahip ana yasalara sahip değilse düşünce özgürlüğüne sahiptir. Düşünce özgürlüğü hür irade, fikir ve bakış açısını temsil etmektedir. Düşünce özgürlüğü belli bir görüş varken bu görüşü desteklemek ya da karşıt görüşten yana olmanın özgür olması demektir. Düşünce özgürlüğü insanların hayatlarından belli durum ve olaylara karşı bakış açılarında farklılık göstermelerine fırsat verir ve insanların düşünce özgürlüğüne sahip olması farklı görüş ayrılıklarının oluşmasına olanak sağlar. Düşünce özgürlüğü baskılanamaz ve her insan özgürce düşüncelerini paylaşabilmelidir.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Basın özgürlüğü bir ülkenin topluma karşı sorumluluğudur. Dünya üzerinde ve ülke içerisinde gerçekleşen her şey özgür bir kalemden yazılmalı, bağımsız bir şekilde anlatılabilmelidir. Çünkü belli fikirlere bağlı olarak yapılan haberler, olaylar ve görüş bildirimleri gerçeklikten uzaklaşır ve yalnızca yanlı görüş oluşturmaktadır. Bir ülkenin basın özgürlüğünün olması demek vatandaşlarının dürüstçe bilgilendirilmesi, saklanmayan gerçekler ve örtülü olmayan tüm bilgilerin ortaya çıkmasında etkilidir. Ancak basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede yapılan haberlerin, paylaşılan köşe yazılarının gerçeklik payı ve algı eşiği çok da doğru olmayacaktır.

KÖLELİK SİSTEMİ

Özgürlük saydığımız tüm kavramların dışında iş olanakları bakımından da oldukça önemlidir. İnsanlar belirli şartlar ve kurallarla istedikleri kurumlarda çalışabilirler. Bu kurumlar kişilerin güvenliğini, hayat sigortalarını ve emeklerinin karşılığını ödemekle yükümlüdür. Ancak tüm bunların dışında çalışma ortamı ve zorlukları insani şartlar altında gerçekleştirilmelidir. Dünya genelinde birçok ülkede gözle görülen gerçekse çalışanların emeklerinin karşılığını yöneticileri ve patronları tarafından tam olarak karşılanmadığıdır. İnsanların gerek zorlu şartlarda gerek kolay şartlarda ne olursa olsun, çalışma süreçleri ve emekleri göz önüne alınarak maaşları ödenmelidir. Ancak günümüzde en sık karşılaşılan durumlar işletme sahiplerinin ve yöneticilerinin 20 – 30 kat daha fazla kazandığı olabilmektedir. Kişisel hak ve özgürlüklerimizi göz ardı etmemek oldukça mühimdir. Ancak öncelikle iş ve işçi kurumları bu tip durumlara karşı bir çalışma başlatmalıdır.

GERÇEKTEN ÖZGÜR MÜYÜZ?

Tüm bu saydıklarımız özgürlük kavramını bir nebze içeren, farklı yönleriyle özgürlüğe bakış açılarını içermektedir. Özgürlük kavramı çok geniş bir tanım ve bilgi ağı içerisindedir. Ancak özgürlüğün belli yönleriyle ön plana çıktığını düşünüyoruz. Sizce bu bahsettiklerimiz özgürlük kavramını nitelendiriyor mu, ya da özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz? İnsanlar hayatları boyunca çok kez özgürlük kavramını duyar ve ona sahip olduğunu bilir peki, sahip olduğumuz özgürlük gerçek bir özgürlük mü yoksa belli sınırları içeren, belli sınırlamalar dahlindeki özgürlük mü? Nedir kategorisinde çoğunlukla tanımlama ve bilgi aktarımı gerçekleştirdiğimizin farkındayız. Ancak bu yazımızda sizlere bu soruyu yöneltmek istedik. Özgürlük her vatandaşın hakkıdır ve bu hakkınızdan sakın vazgeçmeyin…