Kitabın Türü: Dünya Klasikleri, Felsefe-Düşünce

“Yalnızca can ruhlarının rastlantısal hareketine bağlı olan hayaller de sinirlere bağlı olan algılar kadar gerçek tutkular olabilirler.”

Herkese merhaba, bu hafta felsefe türünde bir kitap okuyup yorumlamak istedim. Descartes bu kitabını ölümünden çok kısa bir süre önce kaleme almış. Kısaca bahsetmem gerekirse;

Kitap toplam üç (3) bölüm ve iki yüz on iki (212) maddeden oluşuyor. İlk bölümde insanın fiziki özelliklerini ele almış. Yani, kalbimizin çalışması, bedenimizin bölümleri ve her birinin fonksiyonu, kaslarımızın hareketleri, fonksiyonlarımızın çalışma ilkeleri vs. gibi konular üzerinde detaylı bir şekilde durmuş. Bunların dışında, irade, ruh gibi işlevlerden de bahsederek bu konular üzerinde de durmuş. Sonra, ruh ile beden arasındaki ilişkiden bahsediyor. Ruhumuzun ihtiraslarının nedenleri, bu ihtirasların ne işe yaradığı, bu ihtirasların nasıl anlaşıldığı gibi çeşitli konular ele alıyor. Yaşadığımız her şeyin (ruhumuzda olanlar) vücudumuza yansıdığını çeşitli durumlarla göz önünde bulunduruyor. Örneğin; aşk, keder, nefret, pişmanlık, öfke gibi duygularla. İnsanoğlunun verdiği bu durum tepkilerini bilimsel yönüyle ruh ile bağdaştırmış. Aslında genel olarak; ruh ve beden arasındaki ayrımı, ruhun bedeni hareket ettirirken, bedenin de ruh üzerinde etkilerde bulunup onun duygularına ve tutkularına neden olurken sahip olduğu kuvvet kavramlarını, tutkuların sayısını ve nedenlerini açıklamaktadır.

Descartes Prenses Elizabeth ile mektuplaşırken, onun aklındaki temel sorunları öğrenir. İşte bu soruların ve Elizabeth’in tutkuları tanımlamasını istemesinin üzerine bu incelemeleri yapmaya başlıyor.

Okuduğunuz zaman göreceksiniz ki sorular var ve bu sorulara verilmiş yanıtlar kitabı okurken akıp gitmesini sağlayacak nitelikte cevaplanmış. Felsefi bir kitap olması sıkabilir düşüncesi hiç aklınıza gelmesin bile. Birinci bölüm biraz daha ağırken ikinci ve üçüncü bölümde açılıyor ve felsefi türde okumaya alışkın olmayan birisini bile kendisine okutuyor.

Açıkçası benim en sevdiğim şey, beni gerçekten şaşırtması ve düşündürmesi oldu. Bütün tutkuları madde madde anlatıp hepsini örneklendirmesi inanılmaz hoşuma gitti. Büyük bir merak ve düşünce içerisinde okudum o yüzden. Dikkatimi çeken ve en çok şaşırtan şey ise; insan ölümünün, ruhun bedenden çıkması değil bedenin artık işine yaramadığı için gerçekleşiyor olmasını savunması oldu.

Daha fazla uzatmadan küçük bir alıntı ile bitirmek istiyorum: “Organların sıcaklık ve hareketleri bedenden, düşünceler ise ruhtan meydana gelirler.”

İyi okumalar diliyorum, okur kalın.