
Her zamanki gibi sıradan bir çarşamba günü spor salonuna gideceksiniz ancak hiç spor yapma isteğiniz yok. Bunu yapmak için sizi zorlayan bir arkadaşınızın olması mı, en sevdiğiniz şarkıyı açıp spor salonuna gitmek mi yoksa bu işin sonunda elde etmek istediğiniz neyse ona ulaşmayı düşünmek mi sizi spora götürmek için cesaretlendirir ve harekete geçirir? Bugün son birkaç yıldır çok sık duymaya başladığımız motivasyon kavramını inceleyeceğiz…
Motivasyonun Etimolojik Anlamı
Motivasyon kelimesi Fransızcadan dilimize geçmiştir. Fransızcada “güdülenme, harekete geçiren şey” olarak açıklanır. Kelime kökünde ise motiver “harekete geçirmek”, motif “itki” sözcüklerinden bir araya gelmiştir.
Motivasyon Nedir
Motivasyon aslına etimolojik anlamındaki çevirisinden de anlaşılacağı üzere bir iş veya bir ihtiyaç doğrultusunda işi yapmak veya ihtiyacı gidermek için harekete geçmeyi sağlayan itici güç gibi tanımlanabilir. Bize göre baktığımızda motivasyon denince aklımıza ilk olarak “gaz vermek” geliyor. Gaz vermek motivasyon için yapılan en gözü kapalı söylemdir. Motivasyon eğer bir gaz verme işi ve verilen gaz neticesinde sonuç alma işi olsaydı herkeste her zaman süreklilik halinde işe yarardı.
Şöyle bir baktığımız zaman motivasyon bir hedefe kitlenme sonucu düşünerek güç toplama işi de değildir. Bunun en büyük örneği *California Üniversitesinde yapılan bir araştırmada iki akademisyen öğrencilerine birkaç gün sonraki gerçekten önemli olan bir sınavdan yüksek aldığınızı her gün kısa bir süre düşünmelerini istenmiştir. Başka bir kontrol grubundaki öğrencilere ise günlük hayatlarına olduğu gibi devam etmeleri söylenmiştir. Sınav sonucuna bakıldığında her gün kısa bir süre de olsa yüksek not aldığını düşünen öğrenciler kendilerini iyi hissetse de sınava daha az çalıştıkları ve bu doğrultuda daha düşük aldıkları gözlemlenmiştir*. Yani bu araştırmayla beraber motivasyonun gaz verme veya başarıya ulaşmayı düşünmeyle alakası olmadığı kanıtlanmıştır. Peki neden olumlu düşüncenin bir şeyleri başarmada etkisi yok hatta daha da ileri gidersek olumsuz etkisi vardır? Bunun cevabı için motivasyonu iki faktör üzerinden incelemeliyiz bunlardan biri dışsal motivasyon ve içsel motivasyondur.

Dışsal Motivasyon
İnsanoğlu her zaman bir gruba bir topluluğa dahil olmak ister. Bu dahil olma arzusu için yaptığı ve yapacağı eylemler değişiklik gösterebilir. Örneğin hiç hoş bir örnek olmasa da; bir insan, sigara içen kişilerin bulunduğu bir ortama, bir gruba özenerek kendi de onlara katılmak için sigara kullanmaya başlayabilir. Bir başka örnekse spor yapan kişilerin oluşturduğu bir gruba girmek için spor yapmaya başlayabilir. Yani kendini başkalarına kanıtlama ve sevgiyi, ilgiyi, tebriki dışarıdan almak isteyebilir. Buluğ çağına doğru çoğu insanda aynı istek görülür ancak çocukken kendi yaptığımız şeyden kendi içimizde bu kanıtlama veya tebrik durumlarını gerçekleştirebilme yetimiz daha kuvvetlidir. Dışsal motivasyonu dışarıdan ithal etmek olarak düşünebilirsiniz.
İçsel Motivasyon
Bu motivasyon faktöründe ise karşımıza direkt olarak işin kendisini cazip bulma, işi yapmayı sevme gibi durumlar söz konusudur. Yani bir işi yapmaktan ne kadar keyif alıyorsunuz, işe olan ilginiz ne boyutta gibi şeylerdir. Burada iş diyorum ancak siz bunu resim yapmaya ilgi duymak, spor yapmaya ilgi duymak veya gerçekten çalıştığınız işten keyif almak gibi düşünebilirsiniz. İçsel motivasyon kaynaklarınız bilginize ve yeteneklerinize paralel olarak gelişebilir. Mesela bir şeyleri düşünüp hızlı bir şekilde vücudunuza komut verebiliyorsanız gelişmiş reflekslere sahipsiniz demektir. Buna göre de ilgi yaptığınız işlerden alacağınız keyif değişir. Mesela futbol oynarken stoper olmak yerine kaleci veya orta sahada oyunu yönlendiren bir dinamo olabilirsiniz. Tabii ki bir iş haline getirip f1 pilotu da olma ihtimaliniz yok değil. 🙂
Genel olarak baktığımızda motivasyon hakkında bazı bilgiler öğrendik ve öğrendiğimiz bu bilgiler doğrultusunda kendi motivasyon kaynağımızı bulabilme yollarını da gördük (içsel-dışsal). Hangi kaynağı kullanacağınız kesinlikle sizin kararınıza bağlı ancak şunu asla unutmayın en büyük motivasyonunuz yaşıyor oluşunuz olsun. Bir fiziksel engeliniz olabilir, zihinsel engeliniz olabilir veya bu engeller farklı yönlerde olabilir. Sizin yapmanız gereken yegâne şey elinizde ne varsa onunla beraber yola devam etmek ve devam ettiğiniz yol neticesinde sınırlarınızı aşmaya çalışmak, bu yol üzerinde verildiğiniz emekler verdiğiniz mücadele ve sonucunda ulaşacağınız keyif, tatmin, haz, ne olursa olsun sınırlarınızı aşmaya çalışmanın her zaman hayatınıza ve doğrudan size olumlu etkileri olacaktır.
*Pham, L. B., & Taylor, S. E. (1999). From thought to action: Effects of process-versus outcome-based mental simulations on performance. Personality and Social Psychology Bulletin, 25(2), 250-260.