SANA GÜL BAHÇESİ VADETMEDİM – JOANNE GREENBERG

Kitabın Türü: Edebiyat, Psikoloji, Roman

“Bir keresinde kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman ‘Bunları bana dünya yapmasın.’ diye karşılığını vermişti. Sonra ‘Dünyanın neler yapacağını görmek için biraz bekleseniz.’ demiştim. O da ‘Anlamıyor musunuz? Eninde sonunda oluyor bunlar, bu şekilde hiç olmazsa kendi yıkımımı kendim yönetiyorum.’ diye yanıt vermişti.”

Bu hafta, yazarın kendi hayatından, hastalığından ve yaşadıklarından esinlenerek yazdığı yarı kurgu bir kitap olan Sana Gül Bahçesi Vadetmedim kitabını yorumlayacağım. Küçük bir bilgi verip direkt olarak yorumuma geçiyorum. Yazarımız kitabı çocukları durumu anlamasın diye ”Hannah Green” takma adı ile yazmış.

Kitabımızın karakteri Deborah, 16 yaşında ve şizofreni hastası. Küçük yaşından beri diğer kişilerden farklılığı, üstün zekalı oluşu ve yetenekliliği hastalığının habercisi olmuş ama ailesi bir türlü bunu fark edememiş. Yaşıtlarından daha üstün bir zekaya sahip oluşu, sürekli bir şeyleri sorgulayışı onu zamanla içine kapatmış ve sonunda da yaşadığı dünyaya kendisini ait hissedememe duygusu sonucu kendisine ütopik bir dünya kurmuş. Öyle bir dünya ki, kendisine ait dili, içinde yaşayan farklı varlıklar, zamanı, yeri, mekanı her şeyi var. Yarattığı dünyanın içine düşüşünden sonra gerçek dünya ile yarattığı dünya arasında yaşadığı çatışmalar sonucunda bir intihar girişiminde bulunmuş. Ailesi bu durumun sonucunda apar topar hastaneye yatırma kararı ile onu hastaneye yatırmış. Ve konu hastanedeki yaşadıkları ile devam etmiş.

Kitapta akıl hastanesini tasvir edişi, içerisinde bulunduğu ruh durumlarını anlatışı her şey o kadar gerçek ki ve güzel anlatılmış ki. Bir psikolojik çöküş bence ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Ailesi, koğuşundaki arkadaşlarıyla, doktoru ile yaşadıkları hem dramatik hem de düşündürücü nitelikte.

Ben biraz feminizm izleri gördüm. Erkeklerin olumsuz yönlerinin öne çıkarılmasıyla açık açık erkek düşmanlığı ifade edilmiş. Çok doğru bulmadım açıkçası çünkü feminizm erkek düşmanlığı demek değildir. Her neyse.

Kitabımızın dili oldukça akıcı idi, arada bir tekrara düşme gibi bir durum söz konusu olduysa bile merak uyandırıcı konusu ile kendisine başarılı bir şekilde çekebilmeyi başardı. Ama okurken biraz psikolojiniz bozulabilir. Kendi kendinize birçok soru sorabilirsiniz çünkü gerçeklik algısı olarak herkesin kolay kolay kaldırabileceği bir kitap değil insanın kendisini sorgulamasına neden oluyor.

Daha fazla uzatmadan bir alıntı ile sonlandırmak istiyorum: “Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır… Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur.”

İyi okumalar diliyorum, okur kalın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s