
Kitabın Türü: Edebiyat, Roman
“Şairlerin dediği gibi; Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehirdi.”
Herkese merhaba, bu hafta verdiği mesajlarla okumaya değer bir Zülfü Livaneli kitabı olan Leyla’nın Evi’ni yorumlamak istedim.
Şöyle genel olarak bahsetmem gerekirse; roman, paşa torunu olan Leyla Hanım’ın doğup büyüdüğü yalıdan atılması ile başlıyor. Elinde yalının tapusu olmasına rağmen neden atıldığına dair bir anlam çıkaramayan Leyla Hanım, yanında bavulu ile yalının önünde oturarak adalet aramaya başlıyor. Hem çevreden hem de yakın çevresinden gelen yardımları gururlu bir kişiliğe sahip olduğundan dolayı reddediyor. Bu haberi duyan ve çocukluk hayali gazetecilik olan Yusuf, apar topar yalıya gider ve Leyla Hanım’a el uzatır. Hiç kimsenin ikna edemediği, bir türlü yerinden kıpırdatamadığı Leyla Hanım’ı ikna eder ve evine götürür. Ama gelin görün ki Yusuf’un evinde Leyla Hanım’ı istemeyen birisi vardır. Yusuf’un kız arkadaşı Roxy. Küçük bir şey eklemek istiyorum, normalde adı Rukiye fakat asi bir kişiliğe sahip olduğundan dolayı Roxy adını kullanmayı tercih ediyor. Leyla Hanım’ın Yusuf’un evine gitmesinden sonra kahramanlar bir bir tanışmaya ve yakınlaşmaya başlıyor ve roman böylece akıp gidiyor. Daha fazla içeriği hakkında yazmak istemiyorum çünkü bundan sonrası spoiler’a girer. Genel hatlarıyla ne olduğunu anlatmam yeterli bence. Ama bir şeyi söylemeden edemeyeceğim, romanın sonunda Leyla Hanım’ın mektubunu okurken çok duygulandım. Herkesin aynı duygulanmayı yaşayacağından da eminim.
Roman gerçekten çok duygu yüklü ve bitmesini istemeyeceğiniz bir dile ve konuya sahip. Tadı damağımda kaldı. Sade ve akıcı dili, analizleri, farklı kültürdeki insanların içinde bulundukları durum, geçmişte yaşanan olaylar… her şey o kadar iyi anlatılmış ki, ne desem az kalacak. En iyisi okuyun derim ben.
Küçük bir uyarı yapmak istiyorum. Kitapta karakterler ve konular çok fazla. Olaylar kurgulanırken her karakter ve olay için biraz gerilere gidildiğinden dolayı konu böyle bir genişleyip bir dağılır gibi oluyor ama sonlara doğru her şey müthiş bir şekilde toplanıyor. Okurken “aaa bu nereden çıktı?” vs. gibi düşünebilirsiniz ama dediğim gibi sonlara doğru müthiş bir şekilde toplanıyor. Hatta her karakter için ayrı ayrı bir toplanma söz konusu.
Daha fazla uzatmadan tatlı bir alıntı ile bitireyim o zaman: “Yeniden dağıtsak kartları alt üst olsa bu dünyanın şartları.”
İyi okumalar diliyorum, okur kalın.