
Dünyada her geçen gün tüketime bağlı artan üretimle birlikte insanlar hep bir şeylerinin eksik olduğunu düşünmekte. İnsanları bu düşünceye iten şey modern hayatın ve modern hayatın bugünkü haline gelmesindeki ana etken teknolojik gelişmeler diyebiliriz.
Teknolojik gelişmelere biraz uzak bir tarihten bakacak olursak matbaa ve basılı ilanların ilk ortaya çıktığı 15.yy. ortasından sonra gelişen reklamcılık araçlarıyla (el ilanı, afişler gibi) insanlar seri bir şekilde ürünlerinin reklamını yapabiliyor ve yaptıkları reklamın dönüşünü sağlayabiliyordu. İlerleyen tarihlerde radyo ve televizyonun icadıyla birlikte sesli ve görsel olarak reklamlar kitlelere sunuldu. Sunulan bu reklamlar halihazırda kapitalist düzenin geliştirmiş olduğu çalışma-eğlence-dinlenme sisteminin daha yaygın ve daha hızlı bir şekilde gelişmesine olanak sağladı. Günümüzdeki tüketime sevk eden araçlara bakacak olursak bunlar için de sosyal medya ve interneti örnek gösterebiliriz. Özellikle işin sosyal medya kısmında insanlara sürekli bir şeylerin özendirilmesi, ihtiyacı bile yokken bir şeyleri satın aldırmak istemesi, fiziksel ve duygusal boşluklarını kapatmak için satın alımlar gerçekleştirilmesi gerektiğinin sunulması ve bunları yapmalarının kolaylaştırılması insanları bu tüketim girdabının içine çekmekte. Bahsi geçen tüketim girdabı mesajını verirken kitleleri genel istekleri üzerinden yakalamakta. Mesela çok fit görünen bir influencer insanları, insanlar hiç farkında olmadan kendi gibi görünmeye teşvik etmektedir. Bu teşviklerde de tüketim toplumu araçları “bu ürünü kullanırsan onun gibi olursun” gibi hayaller satmaya başlamıştır. Bir başka örnek verecek olursak üzerine sponsorları vasıtasıyla giymiş olduğu bir tişört, kol saati, ayakkabı vs. gibi bir eşyayı bir statü sembolü gibi göstererek insanları onu almaya teşvik etmektedir.
Bu kadar tüketim sistemini saydık ancak bir de bu sistemin maddi boyutuna bakacak olursak burada da karşımıza birkaç yol çıkıyor. Bunlardan ilki insanların alım gücüyle alakalı olan. Bu alım gücünü yaratmak için insanlar önceleri ellerindeki para kadar harcama yaparken bankacılığın 20.yy. keşfi olan kredi kartını kullanmak en basit yöntemdi. Çünkü bir şeyi almak için yeterli nakitiniz yoksa bunu gelecek ay elde edeceğiniz gelirden keserek sağlayabilirdiniz. Sistem her daim insanların bir şeyleri istemesi, elde etmesi ve bunu tekrarlaması şeklinde kurgulanmaktadır. Bir diğer maddi boyutuna bakacak olursak burada da karşımıza gittikçe büyüyen pazarlar ve şirketler karşımıza çıkmaktadır. Bu şirketlerin büyümesi hiçbir zaman bir doyum noktasına ulaşmayacak gibi görünmektedir zira büyümesini bu yıl %5 hesaplayan bir şirket gelecek yıl önceki yıldan kendine katmış olduğu %5 büyüme üzerine hesaplamaktadır bu da doyumsuz büyümeyi ortaya çıkarmaktadır.

Üretim ve tüketimlerin sonucunda uzun vadede olarak görülen ancak etkilerini şimdiden gördüğümüz doğal bozulmalar meydana gelmektedir. İnsanların tüketimi için sunulan bütün metaların üretimi için kimi zaman doğal kaynaklar kullanılmakta kimi zaman kullanılan sentetik ürünlerin atıklarını doğaya bırakmak doğadaki canlı dengesini bozmakta. Yakın zamanda sosyal medyanın gündemine gelen deney tavşanı Ralph, hayvan deneyleri tüketim toplumunun bir sonucudur. İnsanlar daha fazlasını talep ettikçe sürekli büyümek ve kâr etmek isteyen markalar da bu çeşit uygulamalara devam edecektir.
“TÜKETİM KÜLTÜRÜ/TOPLUMU” üzerine bir yorum