KORKU – STEFAN ZWEİG

Kitabın Türü: Hikaye, Dünya Klasikleri, Edebiyat

“Bir sözcük, çarpan kalbinde bütün dünyanın alevlendiği o sonsuz ateşi söndürebilir mi?”

Bu hafta Stefan Zweig’ın bir çırpıda okunacak bir kitabını yorumlamayı tercih ettim. Dolu dolu 80 sayfa…

Kitabımızın konusu adından da anlaşılacağı üzere “korku.” Ama bu korku bildiğimiz korkulardan değil, bir suçlunun vicdanının sonucu ortaya çıkan bir korku. Ne demek istediğimi kitabı okuduğunuz zaman daha iyi anlayacaksınız. Şimdi biraz kitabın içeriğinden bahsedeyim.

Irene (baş karakterimiz) avukat bir adam ile evli, iki çocuğu ile rahat bir hayat süren bir kadın. Bir gün kocasını bir piyanist ile aldatıyor, bu aldatmaya şahit olan bir kadın ise Irene’yi sevgilisi ile birlikte olmaktan dolayı kocasına söylemekle tehdit ederek sürekli şantajlar yapıyor. Irene yaşadığı bu durum karşısında ne yapacağını bilemez duruma geliyor ve içinden çıkılmaz bir korkuya kapılıyor. Kendisine sürekli ve durmadan şantaj yapan ve onu tehdit eden kadının konuşmasını engellemek adına elinde avucunda ne kadar para varsa sürekli bunu o şantajcı kadına veriyor. Öylesine korkuyor ki Irene, bu korku onu tamamıyla içerisinde alıyor ve korkusunun onu yönlendirmesine izin veriyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Birazcık spoiler vermek gibi olacak ama, Irene giderek bu korkusu yüzünden paranoyaklaşıyor ve kocasının kendisini öldüreceğini düşünüp onu bir katile bile benzetiyor.

Yazarımız burada bir korkunun insanı nasıl yiyip bitirebileceğini, nasıl hayatını altüst edebileceğini ve nasıl avucunun içine alabileceğini bize bu hikaye ile başarılı bir şekilde göstermiş. Kitabın sonunda zaten o korkunun yarattığı psikolojiyi daha iyi göreceksiniz.

Kitabın diline gelecek olursam, gayet anlaşılır ve su gibi akıp giden. Zaten bir oturuşta okumaya sebep olan şeylerden birisi de kitabın dilinin akıp gidiyor olması.

Söylemeden geçemeyeceğim, kitabı okurken sanki kitabın içindeydim. Irene’nin terlediğini, gözlerindeki korkuyu, vicdan azabından kendisini yiyip bitirişini görür gibi oldum. Bu da Stefan Zweig’ın kitaplarının bir özelliği bence.

Daha fazla uzatmadan küçük iki alıntı ile bitirmek istiyorum:

“İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.”

“Korku cezadan çok daha beterdir çünkü ceza bellidir. Ağır da hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.”

İyi okumalar diliyorum, okur kalın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s