Bir Ülkede İstihdamın Önemi

Photo by Burak K on Pexels.com

İstihdam Kavramı Hakkında

Bir ülke temelinde sağlam bir ekonomi ve yerli halkın oluşturduğu topluluklarla ayakta durmakta hatta oluşmaktadır. Oluşan bu topluluklar belirli bir düzen kurarak gelişim gösterir, bu gelişimin sonucunda maddi ve manevi bağlar oluşmaktadır. Ülke yerleşiminden kısaca bahsettikten sonra ana konumuza dönecek olursak; bir ülkeyi ayakta tutan en önemli etmen ekonomik bağımsızlık ve güçtür. Ekonomik gücü oluşturan çeşitli iş kolları ve çalışan kitleleridir. Bu çalışan kitlelerini şimdi sırayla inceleyelim.

Meslek Grupları ve Çalışan Nüfus Dağılımı

Ülkelerde istihdam yani iş sahibi nüfusun oluşması ekonomik rahatlamanın en büyük gerekçesi aynı zamanda büyümenin önemli bir etkenidir. Bir ülke de yaşayan halk gerekli eğitim düzeylerini tamamladıktan sonra çeşitli iş kollarına yönelerek, üretim, ticaret ya da hizmet vb. birçok alanda faaliyet göstererek ülkeye kazanç sağlarlar. Kazancı yapılan ticari karlardan ve vergiler aracılığıyla sağlayan devlet, halkın refahını elde ettikleri gelirlerin oranına göre dahi gözle görebilir. Genellikle ekonomik anlamda gelişmiş ülkelerde halk lüks tüketim ürünleri kapsamında daha özgür, harcamaya daha yatkın ve mülki satın alma eğilimindedir. Ekonomisi gelişmekte olan ya da geride kalan ülkelerde ise halk yalnızca temel ihtiyaçlara yönelik satın alım yapar, harcama konusunda tutumlu davranmaları gerektiği düşüncesindedirler ve mülkü özgürlüklere sahip olmaları uzun sürebilmektedir.

Resim Michal Jarmoluk tarafından Pixabay‘a yüklendi

Bu gelişim elbette temelinde devletlerin ve ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal yaklaşım biçimlerini de ilgilendirmektedir. Bir ülke de en büyük üretim alanları, ziraat ve endüstri türleri altındaki iş ve işletmeler sayesinde kazanılabilmektedir. Temelde üretmek amaçlı olan tarım işçileri, hayvancılıkla uğraşan, fabrika ve çeşitli üretim tesislerinde istihdam sağlayan halk ticaret ilişkileri öncesinde bir ürün ortaya çıkarır. Ekonomik gelişimi sağlayan bir diğer iş yönelimi ticarettir. Ticaret ülke içinde ve dışında olmak üzere etki oluşturmaktadır. Ülke içerisindeki ticaret halkın arz ve talep ilişkisini karşılamak amacıyla gerçekleşirken, dış ticaret ülkeler arası bir ticari bağlantı ağı oluşturmasında etkilidir. Çeşitli ülkelerle ticari antlaşmalar ve birliktelikler gösteren ülkeler döviz kazanır, ithalat ihracat dengesi oluşturarak ülkelerindeki eksiklerini tamamlarken fazla üretim halindeki ürünlerini diğer ülkelere satarlar. Sosyal alandaki mesleki yaklaşımlar ise çeşitli kamu kuruluşları aracılığıyla oluşturulmuş devlet sistemleri ve ülkelere en büyük gelir getiren alanlardan biri olan turizm ve gıda sektörüdür. Bu sektörlerde gelişen ülkeler hem ülke anlamında ekonomisinde kalkınma sağlar hem de halkının sosyal yaşam düzeninde gözle görülür bir refah oluşmasında etkilidir.

Photo by Anna Shvets on Pexels.com

İşsizliğin Artışta Olduğu Ülkeler İçin Durum

İşsizlik halkın satın alma alanındaki kısıtlanmasına, maddi özgürlüklerini zamanla kaybetmesine ve bunun etkisiyle oluşan arz talep dengesinin bozularak ilerleyen dönemlerde üretim anlamında farklı sorunlara yol açmasında oldukça büyük bir etkendir. İşsizliğin arttığı ülkeler de halk mutsuzlaşma eğilimindedir. Satın alma temelli ülkelerde özellikle enflasyon vb. maddi zorluklar içerisinde olan ülkeler zamanla halkın mutsuzlaşmasına ve huzursuzluk ortamı oluşmasına sebep olmaktadır. Bu durum karşısında devletlerin uyguladıkları politika oldukça önemlidir. Çünkü bu sorun kısa vade de çözülebilirse halk eski refahına kavuşur, işsiz insanların çalışma ve istihdam gücü artar, çeşitli olumlu ekonomik gelişmeler gerçekleşir. Ancak işsizlik uzun vade de devam eden sorunlardansa ülke anlamında da halk anlamında da durum iyi değildir.

İşsizlik halkın ülkesinde kalma isteğini kaybetmesine neden olabilir ve kitlesel göçler meydana gelebilir. Ayrıca üretimin tek olmaya yönelmesi halkın maddi yetersizlik ya da üretim de aksamalara neden olmasına sebebiyet verebilir. Bu tür sorunların ekonomik engeller oluşturmaması gerektiğini düşünen ülkeler çoğunlukla devlet destekli yeni yatırım ve çalışma imkânları sunar. Bu saye de halk arasındaki işsizlik oranı düşer, maddi gelir düzeyi artar ve refah da aynı oranda artmaya devam eder. Ancak nüfusun dağılımı ve çoğalma düzeni, ülke içerisindeki sosyal düzenlemeler ve yaptırımlar vb. çeşitli problemler de gelecek dönemlerde ekonomik sorunlara neden olabilmektedir.

Ülke ekonomisinin temelini oluşturan istihdam ve çalışan nüfus bir ülkenin ekonomisini üretimleri ve çeşitli ilişki ağlarıyla ayakta tutmaktadır. Kendi iş alanlarında gelişen ülkeler dışa bağımlılık yaşamazlar bu sayede yerli ve milli ürünleri kullanan halk yine kendi gelirin kendi ülkelerinin markalarına ve devletine ödemekte olacaktır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s