İNSAN NEYLE YAŞAR

İnsan neyle yaşar adlı bu hikâye de bir ayakkabı ustasının bir kilisenin yanında çıplak bir genç görüp ona yardım etmesi üzerindekileri giydirip evine götürmesiyle aslında farkında olmadan kovulmuş bir meleği evine alır. Melek tanrının emrine uymamıştır ve 3 soruya cevap bulmak üzere dünyaya insan olarak yollanır. Bu sorular;

İnsanda ne var?
İnsana ne verilmemiştir?
İnsan neyle yaşar?

Bu melek birkaç yıl bu insanlarla beraber yaşar ve onlara yardım eder. Hikâyenin çok derinine girmek istemiyorum, 3 soruya da cevap bulur.

KIVILCIMI SÖNDÜREMEYEN ATEŞİ ZAPT EDEMEZ

Bu hikâyemiz de ise varlıklı olan hayvanları, toprakları ve malları olan 2 köklü aile vardır. Bu ailenin büyükleri vaktiyle birbiriyle iyi anlaşırlarmış. Ancak büyüklerden birinin yokluğunda işler oğullara kalmış, bu oğullar ve aileleri bir gün bir sebepten kavgaya tutuşmuşlar. Bu kavga öyle bir hal almış ki neredeyse her gün mahkemelerden ayrılmaz olmuşlar, iş öyle ilerlemiş ki köylü bu ailelerden bıkmış aileler artık birbirine çok zarar verir olmuş en sonunda öyle bir şey olmuş ki tüm köy bu kavgadan nasibini almış.

MUM

Bir gün bir köyün beyi köylüyü idare etmek için yabancı bir kâhya getirir. Kâhya çok acımasız ve gaddar bir adamdır, köylüye kök söktürür. Onları ağır işlere zorlar, dinlenmelerine ve kaytarmalarına asla müsaade etmez. Eğer bir şey istediği gibi olmaz ise onları döver ve kırbaçlar. Kâhya köylüyü ağır çalıştırarak hem kendini hem beyi zengin etmiştir, ancak köylünün hali perişandır. Herkes kâhyadan nefret eder, arkasından söver sayar.

Bir gün delikanlı olan köylüler kâhyayı öldürmeye karar verirler ancak ilk girişimlerinde cesaret edemezler bir kez daha toplanan gençler kâhyayı öldürmeye tam karar vermişken aralarında Piotr Mihayeviç adlı bir köylü oldukça iyi niyetli ve dinine düşkün bir insandır. Onlara yaptıklarının yanlış olduğunu anlatır böylece bu plan yine ertelenir. Bir gün kâhya muhtara verdiği emirle köylüleri çalıştırırken onları dinlemesini söyler Mihayeviç’in işini yapması ve arkasından konuşmaması kâhyayı çok şaşırtır ve hatasını fark etmesine sebep olur. Özür dilemek üzere Mihayeviç’in evine giden kâhya orada bir kaza sonucu can verir.

İNSANA ÇOK TOPRAK GEREKLİ MİDİR?

Bir gün bir köylü kadın ve onun şehirli ablası sohbet etmektedirler, köylü kadın varlığıyla rahatlığıyla övünür bunları duyan şeytan kocasının aklına girer. Pahom çalışkan bir köylüdür ancak şeytanın aklına girmesiyle mala ve toprağa aç hale gelmiştir. Önce elindeki toprakları ekip biçerek para biriktirip daha çok toprak alır sonra şeytanın bir insan kılığında gelip daha çok toprak alabileceği bir yer olduğunu söylemesiyle hemen her şeyini satıp oradan borçlanarak toprak alır. Orada birkaç yıl geçirir, sonra karşısına tüccar kılığında çıkan şeytan ona istediği kadar toprak alabileceği bir yer olduğunu söyler. Buraya her şeyini satın gelen adam orada yaşayan kabileyi ikna eder ve kabile reisi ona bir şans verir. Sabahın erken saatinde başlayacağı yere giderler, reis ona kazdığın yer kadar senin toprağın olacaktır der, ama kazdığın yerlerden sonra başa döneceksin der. Pahom kazmaya başlar ancak kazdıkça daha çok ister kazdıkça daha çok ister. Güneşin batmasına yakın Pahom başladığı yere dönmesi gerektiğini hatırlar ve koşmaya başlar ancak Pahom döndüğünde çok geç olmuştur.

İLYAS

İlyas bir köyde yaşayan çalışkan bir çiftçidir. Başta bir evi ve çok az toprağı olan İlyas yıllarca ailesiyle beraber çalışır didinir, en sonunda zengin varlıklı bir adam haline gelir. Hayvanları, tarlaları, evleri ve çalışanları olan bir adamdır artık. İnsanlar İlyas’ın bu çalışkanlığını işitirler ve ona sık sık misafir gelmeye başlar. İlyas gelen misafiri en iyi şekilde ağırlar ancak misafirlerin sonu gelmez, aradan vakit geçer evlatlarını evlendirir ve İlyas’ın malları birer birer azalmaya başlar. En sonunda en baştaki kadar yoksul hale gelen İlyas ve karısı artık yaşlanmıştır.

Onun bu halini gören eski komşusu ona acır ve yanına çalışan olarak ikisini de alır. Karısına hayvan sağma işini verir İlyas’a ise tarlada çalışacağı işler verir. İlyas ve karısı birkaç yıl birlikte bu komşuları için çalışırlar. Bir gün İlyas’ın kim olduğunu bilen bir misafir bu komşunun evine gelir ve onun orada çalıştığını öğrenince şaşırıp çağırmasını ister. İlyas ve karısı misafirlerin ve ev sahibinin yanına gelir ona mal, mülkünü kaybetmesiyle ilgili konuşurlar İlyas ve karısının verdiği cevap onları şok eder.

YORUM

Bu kitapta anlatılmak istenen oldukça fazla olay ve öğüt vardır. Tolstoy’un bu harika eserinde bizlere ahlaklı davranış, şükür, mal ve mülke düşkün olmama gibi hayatımızda sıkça karşılaşabileceğimiz birçok önemli öğütü bir takım kişi ve olaylarla gözler önüne sermektedir. Herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bu kitap okurlara farklı bir bakış açısı kazandıracak ve sağlam dersler çıkarmanızda faydalı olacaktır.